Nazım Hikmet Ran ( 1902)- (03.06.1963)
1 sayfadaki 1 sayfası
Nazım Hikmet Ran ( 1902)- (03.06.1963)
1902 yılında Selanik'de doğmuştur. İlköğrenimini
İstanbul'da Göztepe Taşmektep, Galatasaray Lisesi ilk bölümü (1914),
Nişantaşı Numune Mektebi'nde tamamlamış, orta öğrenimi ise, Heybeliada
Bahriye Mektebi'nda yapmıştır (1918). Nazım Hikmet Bahriye'yi
bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü'ne stajyer güverte subayı olarak
verilmiş, bir gece nöbetinde üşütüp zatülcem olmuş (1919), sağlığını
kazanamayınca askerlikten çürüğe çıkarılmıştır (1920).
Askerlikten
ayrıldıktan sonra, İstanbul'un işgaline çok üzülen Nâzım Hikmet Millî
Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçmiş, Bolu Lisesi'nde kısa bir
süre öğretmenlik yapmıştır (1921). Rus devrimiyle ilgilenen şair, bir
süre sonra Batum'dan Moskova'ya gitmiş ve Doğu Üniversitesi'nde ekonomi
ve toplumbilim okumuştur (1922-1924). Yurda dönüşünden sonra Aydınlık
dergisine katılmış, burada çıkan şiirlerinden ötürü hakkında "gıyaben"
mahkumiyet kararı verildiğini öğrenince yeniden Rusya'ya kaçmış, af
çıkması üzerine Türkiye'ye dönmüş ve bir süre Hopa cezaevinde tutuklu
kalmıştır (1928).
Nâzım Hikmet daha sonra İstanbul'a
yerleşmiş, çeşitli gazete ve dergilerle film stüdyolarında çalışmış,
ilk şiir kitaplarını çıkarmış ve oyunlarını yazmıştır (1928-1932). Bir
ara yine tutuklanmış, Cumhuriyet'in 10. yılı dolayısıyla çıkarılan af
yasası ile serbest bırakılmıştır. Akşam, Son Posta, Tan gazetelerinde
Orhan Selim takma adıyla fıkra yazarlığı ve başyazarlık yapmıştır
(1933).
Kara Harp Okulu öğrencileri arasında propaganda
yaptığı iddiasıyla yargılanmış, Harp Okulu Askeri Mahkemesi'nce 15 yıl,
ardından Donanma içinde faaliyette bulunduğu iddiasıyla da Donanma
Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce 20 yıl olmak üzere toplam 35 yıl hapis
cezasına çarptırılmış, cezası Türk Ceza Kanunu'nun 68 ve 77 maddeleri
uyarınca 28 yıl dört aya indirilmiştir (1938). Demokrat Parti'nin
iktidara gelmesinden sonra çıkarılan af yasası (1950) kapsamına
alınması için açılan büyük bir kampanyanın ardından, hukukçular yasal
yollara başvurmuş, bu arada Nâzım Hikmet de hapishanede açlık grevine
başlamıştır. Sonunda Nâzım Hikmet'in geri kalan cezası affedilmiş ve
şair 13 yıl hapislikten sonra hürriyete kavuşmuştur.
Serbest
bırakıldıktan sonra iş bulamayan, kitap çıkaramayan şair için bu kez
askerlik kararı alınmış, 50 yaşında ve hasta olan Nâzım Hikmet çok zor
durumda kalmıştır. Öldürülmekten korkan şair, kız kardeşinin kocası
Refik Erduran'ın yardımıyla bir motorla Karadeniz'de seyreden Romanya
bandıralı bir gemiye binerek Türkiye'den ayrılmıştır.Bundan sonraki
hayatı baskı altında ve zorunlu sovyet propogandası yapmakla geçmiştir.
Nâzım Hikmet, 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da ölmüştür.
YAZI
HAYATI Nâzım Hikmet, hece vezniyle yazdığı ilk şiirlerini Yeni Mecmua,
İnci, Ümit ve Celal Sahir (Erozan)'ın çıkardığı Birinci Kitap, İkinci
Kitap vb. dergilerinde yayımlamıştır. "Bir Dakika" adlı şiiriyle
Alemdar gazetesinin açtığı yarışmada birincilik kazanmıştır (1920).
Daha sonra Aydınlık, Resimli Ay, Hareket, Resimli Herşey, Her Ay gibi
dergilerde yazan Nâzım Hikmet cezaevine girdikten sonra yıllarca yayın
yapamamıştır. Ancak, 1940'lı yıllarda, Yeni Edebiyat, Ses, Gün,
Yürüyüş, Yığın, Baştan, Barış gibi toplumcu dergilerde İbrahim Sabri,
Mazhar Lütfi takma adlarıyla ya da imzasız olarak bazı şiirleri
çıkmıştır. Kuvâyı Milliye Destanı İzmir'de Havadis gazetesinde tefrika
edilmiştir (1949). Destanı Yön dergisi yayınlayarak (1965) Nâzım
Hikmet'i yeniden okurlara ulaştırmıştır.
ESERLERİ ŞİİR: 835
Satır, Jokond ile Si-Ya-U, Varan 3, 1+1=1 (Nail V. ile), Sesini
Kaybeden Şehir, Benerci Kendini Niçin Öldürdü , Gece Gelen Telgraf,
Taranta Babu'ya Mektuplar, Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı,
Kurtuluş Savaşı Destanı, Saat 21-22 Şiirleri, Memleketimden İnsan
Manzaraları, Rubailer, Dört Hapishaneden, Yeni Şiirler, Son Şiirleri.
OYUN: Kafatası, Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi, Unutulan Adam, İnek
, Ferhat ile Şirin, Enayi, Sabahat, Yusuf ile Menofis, İvan İvanoviç
Var mıydı, Yok muydu ? ROMAN: Kan Konuşmaz, Yeşil Elmalar, Yaşamak
Güzel Şey Be Kardeşim.
YAZILAR: İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim takma adıyla), Alman Faşizmi ve Irkçılığı, Milli Gurur, Sovyet Demokrasisi.
MEKTUPLAR:
Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar, Cezaevinden Memet Fuat'a
Mektuplar, Bursa Cezaevinden Vâ-Nû'lara Mektuplar, Nâzım'ın Bilinmeyen
Mektupları (Adalet Cimcoz'la Mektuplar, Haz. Ş. Kurdakul), Piraye'ye
Mektuplar.
MASAL: La Fontaine'den Masallar (Ahmet Oğuz Saruhan adıyla), Sevdalı Bulut.
HAKKINDA YAZILANLAR
Nazım Hikmet'in Aşkları
Sevdayım Tepeden Tırnağa
A.Emin Karaca
Gendaş Kültür / Araştırma-İnceleme Dizisi
Nazım
Hikmet'in yaşamında kadınların büyük ve önemli yerinin tanığı çocukluk
ve gençlik arkadaşı Vala Nurettin, şu saptamayı yapıyor: "Aslında,
Nazım monogamdı. Birini severse -iyice severse- ona sadık kalmak
isterdi. Sevemediği sıralarda da, sevilecek birini daldan dala arardı.
Bunu bilinçle mi, içgüdüsüyle mi, can sıkıntısıyla mı yapardı? Daha
ziyade kadınların ayartma çabasına kurban gittiğini, tanıdığım
kadınların sözlü ve yazılı itiraflarından öğrenmiş bulunuyorum." "Nazım
Hikmet'in Aşkları" ünlü şairin Nüzhet, Piraye, Münevver, Vera ile
evliliklerini, Dr. Lena, Semiha Berksoy, Doktor Galina ve diğer
kadınlarla birlikteliklerini; öncesi, sonrası ve yaşanmışlıklarıyla,
sevda yüklü dizelerle sarmalanmış olarak bir araya getiriyor. Ayrıca,
Nazım Hikmet'in "dayı kızı" Münevver Hanım'la yaşadığı aşk yüzünden
çıkan, Adnan Cemgil'in ve Yalçın Küçük'ün Emin Karaca ile polemikleri
de kitapta yer alıyor.
Boğaz'daki Aşiret
Mahmut Çetin
Edille Yayınları
"Boğaz'daki
Aşiret" başlığı ister istemez "Boğaz Neresi" ve "Aşiret Kim" sorularını
akla getiriyor. Evet Boğaz, bildiğimiz Boğaziçi. Genelde kırsal kesimle
alakalı bir kavram olan aşiret kelimesi ise Boğaziçi"nde bir kast
oluşturan büyükçe bir ailenin tarihini anlatırken hassaten seçildi. Bir
sülale tarihi diyebileceğimiz Boğaz'daki Aşiret yer yer Türk Solu
tarihi, yer yer de
Batılılaşma Tarihi'nin belirli dönemlerini
resmediyor. Aileler arasında evliliklerle kurulan bağların, sanata,
ticarete, eğitime, bürokrasiye ve giderek bir yabancılaşma zihniyeti
şeklinde hayata nasıl yansıdığı eserdeki ipuçları yardımıyla daha iyi
görülecektir zannediyoruz.
Boğaz'daki Aşiret, dört büyük
ailenin birbirleriyle irtibatından oluşur. Eser bu sebeple dört bölüm
olmuştur. Aile büyüklerinin asıl isimleri seçilerek de Konstantin'in
Çocukarı, Detrois'in Çocukları, Sotori'nin Çocukları, Topal Osman Paşa
- Namık Kemal kanadı bölümleri ortaya çıktı.
Boğaz'daki
Aşiret! şenlikli bir kitap. Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Oktay
Rifat'tan Refik Erduran'a, Rasih Nuri İleri'den Ali Ekrem Bolayır'a,
Zeki Baştımar'dan Sabahattin Ali'ye, Numan Menemencioğlu'ndan Abidin
Dino'ya uzanan ilginç akrabalık zinciri. Polonez, Hırvat, Alman, Macar
ve Rum kökenli meşhurların, yerlilerle evliliklerinden oluşan
"Boğaz'daki Aşiret"in, batılılaşma tarihinde oynadığı roller...
Kimlerin kimlikleri, Çıldırtan çizelgelerle soyağaçları. Ve dipnotlar! Onlar hiç bu kadar sevimli olmamışlardır.
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1902-1928
Cilt: 1
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim Belge İnceleme Dizisi
...
Pek çok belgeye sahip bir yazar olarak bu yapıtımızda daha önce hiç bir
kitapta yer almayan, bilinmeyen, ya da bilindiği halde belgesi
edinilemeyen olayları günlerini, hatta saatlerini ve belgelerini
vererek bir araya getirmeye çalıştık. Böylece Nazım Hikmet hakkında
sanırız en derli toplu çalışmayı okurlara sunmayı başarabildik. Şair ve
piyes yazarı, romancı, fıkracı Nazım Hikmet hakkında bu ciltler,
okurları geniş ölçüde tatmin edecek niteliktedir inancındayız. Nazım
Hikmet, çok daha derli toplu, çok daha sağlam incelemelerle yaşayacak,
dünyamızın önde gelen onurlu şairlerinin ilk sırasındadır...
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1929-1933
Cilt: 2
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim-Belge-İnceleme Dizisi
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1934-1935
Cilt: 3
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim Belge İnceleme Dizisi
Demokrasiden
yana olanlarla, faşizme kayanların kesin çizgilerle ayrılmaya başladığı
1934-1935 yıllarında Nazım Hikmet; başarılı, güçlü bir yazarlık sınavı
verdi. Mussolini Habeşistan'a saldırmış, faşizmin beşinci kolu General
Franko İspanya Cumhuriyeti'ne başkaldırmıştı. Nazım, Habeş halkını,
İspanyol Cumhuriyeti için direnenleri savunuyor, bazı kalemler aksi
yönde ahkam
kesiyordu. O günleri İstanbul'da yaşayan Kemal Sülker Babıali'deydi. Olup bitenleri öğreniyordu.
...
Bu üçüncü ciltte bütün gelişmeler yaşanırken, Nazım, Piraye Altunoğlu
ile evlendi. Bu ve benzeri olay ve gelişmeler bu ciltte belgeleri ile
verildi. Bazılarının başlıkları şöyle: Nazım'ı karşı saflara davet
girişimi, Tahliye sonrası düşünceler, Gericiler Orhan Selim'e
saldırıyor, Faşizm Habeşler'e saldırınca, Hitlersever'ler Babıali'de,
Sükun yok hareket var, Sağ kanadın
uçuştuğu yıllar, Babıali'nin kan kusanlarından biri daha.
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1936-1937
Cilt: 4
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim Belge İnceleme Dizisi
Temmuz
1987'de yayımına başladığımız "Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı" inceleme
dizisi altı ciltte noktalanacak. İlk üç cildi, ikinci basım beğenisine
de kavuşan dizinin bu 4. cildi, Nazım Hikmet'in 1936-1937 yıllarındaki
yaşamını kapsıyor. 1938'de iki askeri mahkemede ağır cezaya
çarptırılmasına yol açacak ziyaretlerin, arkadaşlığın; bu dönemdeki
oluşumu okurlarn elbette dikkatlerini çekecektir.
İşi yüzünden
oturdukları konaktan ayrılmak gereğini duyan Nazım'ın; çevresi,
anıları, İstanbul'un güzelliğinin Nazım'daki etkileri, Şehir Tiyatrosu
Sanatçıları hakkındaki söyleşileri, İzmirli bir okurun Peyami Safa'nın
bir eserinin şair Necip Fazıl'dan esinlenerek yazıldığı yorumu
hakkındaki mektubunu saklamış bulunması Nazım'ın okurlarına verdiği
önemi kanıtlıyordu...
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1938
Cilt: 5
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim-Belge- İnceleme Dizisi
Bu
5. ciltte, Kara Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi ile Donanma
Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde 1938 yılında sivil ve asker kişiler
arasında Nazım Hikmet'in de yargılandığı olaylarla ilgili yayınlanmamış
belgeler bulunmaktadır. Türk siyasi tarihinde çok önemli bir yeri olan
ve Nazım Hikmet'in 28 yıl 4 ay ceza aldığı bu iki dava en ufak
ayrıntısına kadar verilmiştir. Bu ciltte ayrıca, Nazım'ın savunması,
yargıtaya başvurması, B.M.M.'sine verdiği af dilekçesi ve avukatların
yargılamada okudukları savunmalar ilk kez okurlara sunulmaktadır.
İstanbul'da Göztepe Taşmektep, Galatasaray Lisesi ilk bölümü (1914),
Nişantaşı Numune Mektebi'nde tamamlamış, orta öğrenimi ise, Heybeliada
Bahriye Mektebi'nda yapmıştır (1918). Nazım Hikmet Bahriye'yi
bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü'ne stajyer güverte subayı olarak
verilmiş, bir gece nöbetinde üşütüp zatülcem olmuş (1919), sağlığını
kazanamayınca askerlikten çürüğe çıkarılmıştır (1920).
Askerlikten
ayrıldıktan sonra, İstanbul'un işgaline çok üzülen Nâzım Hikmet Millî
Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçmiş, Bolu Lisesi'nde kısa bir
süre öğretmenlik yapmıştır (1921). Rus devrimiyle ilgilenen şair, bir
süre sonra Batum'dan Moskova'ya gitmiş ve Doğu Üniversitesi'nde ekonomi
ve toplumbilim okumuştur (1922-1924). Yurda dönüşünden sonra Aydınlık
dergisine katılmış, burada çıkan şiirlerinden ötürü hakkında "gıyaben"
mahkumiyet kararı verildiğini öğrenince yeniden Rusya'ya kaçmış, af
çıkması üzerine Türkiye'ye dönmüş ve bir süre Hopa cezaevinde tutuklu
kalmıştır (1928).
Nâzım Hikmet daha sonra İstanbul'a
yerleşmiş, çeşitli gazete ve dergilerle film stüdyolarında çalışmış,
ilk şiir kitaplarını çıkarmış ve oyunlarını yazmıştır (1928-1932). Bir
ara yine tutuklanmış, Cumhuriyet'in 10. yılı dolayısıyla çıkarılan af
yasası ile serbest bırakılmıştır. Akşam, Son Posta, Tan gazetelerinde
Orhan Selim takma adıyla fıkra yazarlığı ve başyazarlık yapmıştır
(1933).
Kara Harp Okulu öğrencileri arasında propaganda
yaptığı iddiasıyla yargılanmış, Harp Okulu Askeri Mahkemesi'nce 15 yıl,
ardından Donanma içinde faaliyette bulunduğu iddiasıyla da Donanma
Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce 20 yıl olmak üzere toplam 35 yıl hapis
cezasına çarptırılmış, cezası Türk Ceza Kanunu'nun 68 ve 77 maddeleri
uyarınca 28 yıl dört aya indirilmiştir (1938). Demokrat Parti'nin
iktidara gelmesinden sonra çıkarılan af yasası (1950) kapsamına
alınması için açılan büyük bir kampanyanın ardından, hukukçular yasal
yollara başvurmuş, bu arada Nâzım Hikmet de hapishanede açlık grevine
başlamıştır. Sonunda Nâzım Hikmet'in geri kalan cezası affedilmiş ve
şair 13 yıl hapislikten sonra hürriyete kavuşmuştur.
Serbest
bırakıldıktan sonra iş bulamayan, kitap çıkaramayan şair için bu kez
askerlik kararı alınmış, 50 yaşında ve hasta olan Nâzım Hikmet çok zor
durumda kalmıştır. Öldürülmekten korkan şair, kız kardeşinin kocası
Refik Erduran'ın yardımıyla bir motorla Karadeniz'de seyreden Romanya
bandıralı bir gemiye binerek Türkiye'den ayrılmıştır.Bundan sonraki
hayatı baskı altında ve zorunlu sovyet propogandası yapmakla geçmiştir.
Nâzım Hikmet, 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da ölmüştür.
YAZI
HAYATI Nâzım Hikmet, hece vezniyle yazdığı ilk şiirlerini Yeni Mecmua,
İnci, Ümit ve Celal Sahir (Erozan)'ın çıkardığı Birinci Kitap, İkinci
Kitap vb. dergilerinde yayımlamıştır. "Bir Dakika" adlı şiiriyle
Alemdar gazetesinin açtığı yarışmada birincilik kazanmıştır (1920).
Daha sonra Aydınlık, Resimli Ay, Hareket, Resimli Herşey, Her Ay gibi
dergilerde yazan Nâzım Hikmet cezaevine girdikten sonra yıllarca yayın
yapamamıştır. Ancak, 1940'lı yıllarda, Yeni Edebiyat, Ses, Gün,
Yürüyüş, Yığın, Baştan, Barış gibi toplumcu dergilerde İbrahim Sabri,
Mazhar Lütfi takma adlarıyla ya da imzasız olarak bazı şiirleri
çıkmıştır. Kuvâyı Milliye Destanı İzmir'de Havadis gazetesinde tefrika
edilmiştir (1949). Destanı Yön dergisi yayınlayarak (1965) Nâzım
Hikmet'i yeniden okurlara ulaştırmıştır.
ESERLERİ ŞİİR: 835
Satır, Jokond ile Si-Ya-U, Varan 3, 1+1=1 (Nail V. ile), Sesini
Kaybeden Şehir, Benerci Kendini Niçin Öldürdü , Gece Gelen Telgraf,
Taranta Babu'ya Mektuplar, Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı,
Kurtuluş Savaşı Destanı, Saat 21-22 Şiirleri, Memleketimden İnsan
Manzaraları, Rubailer, Dört Hapishaneden, Yeni Şiirler, Son Şiirleri.
OYUN: Kafatası, Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi, Unutulan Adam, İnek
, Ferhat ile Şirin, Enayi, Sabahat, Yusuf ile Menofis, İvan İvanoviç
Var mıydı, Yok muydu ? ROMAN: Kan Konuşmaz, Yeşil Elmalar, Yaşamak
Güzel Şey Be Kardeşim.
YAZILAR: İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim takma adıyla), Alman Faşizmi ve Irkçılığı, Milli Gurur, Sovyet Demokrasisi.
MEKTUPLAR:
Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar, Cezaevinden Memet Fuat'a
Mektuplar, Bursa Cezaevinden Vâ-Nû'lara Mektuplar, Nâzım'ın Bilinmeyen
Mektupları (Adalet Cimcoz'la Mektuplar, Haz. Ş. Kurdakul), Piraye'ye
Mektuplar.
MASAL: La Fontaine'den Masallar (Ahmet Oğuz Saruhan adıyla), Sevdalı Bulut.
HAKKINDA YAZILANLAR
Nazım Hikmet'in Aşkları
Sevdayım Tepeden Tırnağa
A.Emin Karaca
Gendaş Kültür / Araştırma-İnceleme Dizisi
Nazım
Hikmet'in yaşamında kadınların büyük ve önemli yerinin tanığı çocukluk
ve gençlik arkadaşı Vala Nurettin, şu saptamayı yapıyor: "Aslında,
Nazım monogamdı. Birini severse -iyice severse- ona sadık kalmak
isterdi. Sevemediği sıralarda da, sevilecek birini daldan dala arardı.
Bunu bilinçle mi, içgüdüsüyle mi, can sıkıntısıyla mı yapardı? Daha
ziyade kadınların ayartma çabasına kurban gittiğini, tanıdığım
kadınların sözlü ve yazılı itiraflarından öğrenmiş bulunuyorum." "Nazım
Hikmet'in Aşkları" ünlü şairin Nüzhet, Piraye, Münevver, Vera ile
evliliklerini, Dr. Lena, Semiha Berksoy, Doktor Galina ve diğer
kadınlarla birlikteliklerini; öncesi, sonrası ve yaşanmışlıklarıyla,
sevda yüklü dizelerle sarmalanmış olarak bir araya getiriyor. Ayrıca,
Nazım Hikmet'in "dayı kızı" Münevver Hanım'la yaşadığı aşk yüzünden
çıkan, Adnan Cemgil'in ve Yalçın Küçük'ün Emin Karaca ile polemikleri
de kitapta yer alıyor.
Boğaz'daki Aşiret
Mahmut Çetin
Edille Yayınları
"Boğaz'daki
Aşiret" başlığı ister istemez "Boğaz Neresi" ve "Aşiret Kim" sorularını
akla getiriyor. Evet Boğaz, bildiğimiz Boğaziçi. Genelde kırsal kesimle
alakalı bir kavram olan aşiret kelimesi ise Boğaziçi"nde bir kast
oluşturan büyükçe bir ailenin tarihini anlatırken hassaten seçildi. Bir
sülale tarihi diyebileceğimiz Boğaz'daki Aşiret yer yer Türk Solu
tarihi, yer yer de
Batılılaşma Tarihi'nin belirli dönemlerini
resmediyor. Aileler arasında evliliklerle kurulan bağların, sanata,
ticarete, eğitime, bürokrasiye ve giderek bir yabancılaşma zihniyeti
şeklinde hayata nasıl yansıdığı eserdeki ipuçları yardımıyla daha iyi
görülecektir zannediyoruz.
Boğaz'daki Aşiret, dört büyük
ailenin birbirleriyle irtibatından oluşur. Eser bu sebeple dört bölüm
olmuştur. Aile büyüklerinin asıl isimleri seçilerek de Konstantin'in
Çocukarı, Detrois'in Çocukları, Sotori'nin Çocukları, Topal Osman Paşa
- Namık Kemal kanadı bölümleri ortaya çıktı.
Boğaz'daki
Aşiret! şenlikli bir kitap. Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Oktay
Rifat'tan Refik Erduran'a, Rasih Nuri İleri'den Ali Ekrem Bolayır'a,
Zeki Baştımar'dan Sabahattin Ali'ye, Numan Menemencioğlu'ndan Abidin
Dino'ya uzanan ilginç akrabalık zinciri. Polonez, Hırvat, Alman, Macar
ve Rum kökenli meşhurların, yerlilerle evliliklerinden oluşan
"Boğaz'daki Aşiret"in, batılılaşma tarihinde oynadığı roller...
Kimlerin kimlikleri, Çıldırtan çizelgelerle soyağaçları. Ve dipnotlar! Onlar hiç bu kadar sevimli olmamışlardır.
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1902-1928
Cilt: 1
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim Belge İnceleme Dizisi
...
Pek çok belgeye sahip bir yazar olarak bu yapıtımızda daha önce hiç bir
kitapta yer almayan, bilinmeyen, ya da bilindiği halde belgesi
edinilemeyen olayları günlerini, hatta saatlerini ve belgelerini
vererek bir araya getirmeye çalıştık. Böylece Nazım Hikmet hakkında
sanırız en derli toplu çalışmayı okurlara sunmayı başarabildik. Şair ve
piyes yazarı, romancı, fıkracı Nazım Hikmet hakkında bu ciltler,
okurları geniş ölçüde tatmin edecek niteliktedir inancındayız. Nazım
Hikmet, çok daha derli toplu, çok daha sağlam incelemelerle yaşayacak,
dünyamızın önde gelen onurlu şairlerinin ilk sırasındadır...
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1929-1933
Cilt: 2
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim-Belge-İnceleme Dizisi
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1934-1935
Cilt: 3
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim Belge İnceleme Dizisi
Demokrasiden
yana olanlarla, faşizme kayanların kesin çizgilerle ayrılmaya başladığı
1934-1935 yıllarında Nazım Hikmet; başarılı, güçlü bir yazarlık sınavı
verdi. Mussolini Habeşistan'a saldırmış, faşizmin beşinci kolu General
Franko İspanya Cumhuriyeti'ne başkaldırmıştı. Nazım, Habeş halkını,
İspanyol Cumhuriyeti için direnenleri savunuyor, bazı kalemler aksi
yönde ahkam
kesiyordu. O günleri İstanbul'da yaşayan Kemal Sülker Babıali'deydi. Olup bitenleri öğreniyordu.
...
Bu üçüncü ciltte bütün gelişmeler yaşanırken, Nazım, Piraye Altunoğlu
ile evlendi. Bu ve benzeri olay ve gelişmeler bu ciltte belgeleri ile
verildi. Bazılarının başlıkları şöyle: Nazım'ı karşı saflara davet
girişimi, Tahliye sonrası düşünceler, Gericiler Orhan Selim'e
saldırıyor, Faşizm Habeşler'e saldırınca, Hitlersever'ler Babıali'de,
Sükun yok hareket var, Sağ kanadın
uçuştuğu yıllar, Babıali'nin kan kusanlarından biri daha.
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1936-1937
Cilt: 4
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim Belge İnceleme Dizisi
Temmuz
1987'de yayımına başladığımız "Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı" inceleme
dizisi altı ciltte noktalanacak. İlk üç cildi, ikinci basım beğenisine
de kavuşan dizinin bu 4. cildi, Nazım Hikmet'in 1936-1937 yıllarındaki
yaşamını kapsıyor. 1938'de iki askeri mahkemede ağır cezaya
çarptırılmasına yol açacak ziyaretlerin, arkadaşlığın; bu dönemdeki
oluşumu okurlarn elbette dikkatlerini çekecektir.
İşi yüzünden
oturdukları konaktan ayrılmak gereğini duyan Nazım'ın; çevresi,
anıları, İstanbul'un güzelliğinin Nazım'daki etkileri, Şehir Tiyatrosu
Sanatçıları hakkındaki söyleşileri, İzmirli bir okurun Peyami Safa'nın
bir eserinin şair Necip Fazıl'dan esinlenerek yazıldığı yorumu
hakkındaki mektubunu saklamış bulunması Nazım'ın okurlarına verdiği
önemi kanıtlıyordu...
Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı
1938
Cilt: 5
Kemal Sülker
Yalçın Yayınları / Bilim-Belge- İnceleme Dizisi
Bu
5. ciltte, Kara Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi ile Donanma
Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde 1938 yılında sivil ve asker kişiler
arasında Nazım Hikmet'in de yargılandığı olaylarla ilgili yayınlanmamış
belgeler bulunmaktadır. Türk siyasi tarihinde çok önemli bir yeri olan
ve Nazım Hikmet'in 28 yıl 4 ay ceza aldığı bu iki dava en ufak
ayrıntısına kadar verilmiştir. Bu ciltte ayrıca, Nazım'ın savunması,
yargıtaya başvurması, B.M.M.'sine verdiği af dilekçesi ve avukatların
yargılamada okudukları savunmalar ilk kez okurlara sunulmaktadır.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz