Mozart
1 sayfadaki 1 sayfası
Mozart
Hayatı
Mozart, Leopold Mozart ve Anna
Maria Pertl Mozart'ın oğlu olarak Salzburg'da Getreidegasse 9'un ön
odasında doğmuştur. Burası Salzburg Başpiskoposunun başkentidir.
Günümüzde Avusturya'da bulunup, o dönemde Roma İmparatorluğu'nun bir
parçasıdır. Kardeşleri arasında doğumdan sonra yaşayan sadece kız
kardeşi, lakabı Nannerl olan, Maria Anna Mozart idi. Mozart doğumundan
bir gün sonra St. Rupert Katedrali'nde vaftiz oldu. Vaftiz olduktan
sonra ismi; Latince Joannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart
oldu. Bu isimlerden ilk ikisi John Chrysostom, kilisenin rahiplerinden
biriydi, ve bu isimleri günlük hayatında kullanmıyordu. İsmindeki
dördüncü kelime Theophilus "Tanrı'nın sevdiği" manasındaydı, Mozart'ın
hayatı süresince de bir çok kez Amadeus (Latince), Gottlieb (Almanca),
Amadé (Fransızca) tercüme edildi. Mozart'ın babası Leopold oğlunun
doğumunu yayımcı Johann Jakob Lotter'e "..çocuğun ismi Joannes
Chrysostomus, Wolfgang, Gottlieb'dir" diye haber verir. Mozart en çok
üçüncü ismini tercih etti, ve süslü "Amadeus" ismini takip eden
yıllarda kullandı.
Mozart'ın babası Leopold Mozart (d. 1719 - ö.
1787) Avrupa'nın başlıca müzik hocalarından biriydi. İlgi çeken Versuch
einer gründlichen Violinschule ders kitabı 1756'da; Mozart'ın doğduğu
yıl yayımlandı. (Türkçesi, Keman Çalmanın Temel Prensiplerinin Bilimsel
İncelenmesi) Kendisi Salzburg Başpiskoposunun orkestrasının şefiydi, ve
oldukça başarılı bir enstrüman müziği bestekarıydı. Leopold
bestekarlığı oğlunun olağanüstü müzik becerilerini gördükten sonra
bıraktı. Bu ilk olarak Wolfgang 3 yaşındayken oldu, ve Leopold,
Wolfgang'in başarılarından gurur duyararak, oğluna çok ağır bir şekilde
müzik eğitimi verdi. Bu eğitiminde, klavye, keman ve organ gibi
enstrümanları öğretti. Leopold sadece ilk yıllarında bu eğitimi verdi.
Lopold'un Nannerl'in müzik kitabında, Wolfgang'in bir çok besteyi 4
yaşında öğrendiğini ve ilk bestesini, küçük bir Adante (K. 1a) ve
Allegro (K. 1b)'yi 1761'de henüz beş yaşındayken yazdığını
söylemektedir.
Gezi yılları
İlk yıllarında,
Mozart bir çok Avrupa gezisine çıktı. Bunlardan ilki 1762 yılında,
Münih'in Bavarya'sında Elector meydanında, aynı yıl da Prag ve
Viyana'da imparatorluk meydanında gösteri yapmıştır. Uzun bir konser
turu, 3 buçuk yıl sürer, ve Wolfgang'i babası ile beraber Münih,
Mannheim, Paris, Londra (burada ünlü İtalyan çellocu Giovanni Battista
Cirri ile çalmıştır), Lahey, tekrar Paris, Zürih, Donaueschingen ve
Münih'de konserler vermiştir. Bu gezisi sırasında, Mozart bir çok ünlü
müzisyenle tanışır ve kendisi de bu müzisyenlerin eserlerine aşina
olur. En önemli esin kaynaklarından biri Johann Christian Bach'dır,
O'nunla da 1764-1765 yıllarında Londra'da arkadaş olmuşlardır. Bach'ın
eserleri bir çok kez Mozart'ın esinlendiği eserler olarak
gösterilmiştir. Tekrar Viyana'ya 1767'de giderler ve burada 1768
yılının Kasım ayına kadar kalırlar. Bu gezi sırasında Mozart çiçek
hastası olur, ve iyileşmesi babası Leopold tarafından Tanrı'nın oğlu
için sevgisini temsil etmektedir.
Salzburg'da geçen bir yıl
sonunda; üç kez İtalya'ya yolculuğa çıkmıştır. 1769 Kasım'ından, 1771
Mart'ına kadar, 1771'in Ağustos'undan Kasım ayına kadar, ve 1772
Ekim'inden 1773 Mart'ına kadar. Mozart bu dönemde üç opera besteler:
"Mitridate Rè di Ponto" (1770), "Ascanio in Alba" (1771), ve "Lucio
Silla" (1772). Üç opera da Milan'da oynanmıştır. Bu gezilerin ilkinde,
Mozart Venedikte Andrea Luchesi ile ve G.B. Martini ile Bologna'da
buluşur, ve Accademia Filarmonica'nın bir üyesi olarak kabul edilir.
İtalya'daki yolculuğunun şu an efsanevi olan bir hikayesi de, Gregorio
Allegri'nin Miserere'sini Sistine Chapel'de duyar ve tamamını
hafızasından yazar, yalnız bunu yaparken parçadaki küçük hataları
düzeltir, ve böylece Vatikan malının ilk illegal kopyasını üretir.
23
Eylül 1777'de annesi ile beraber Mozart; Münih, Mannheim ve Paris'i
kapsayan bir Avrupa turuna gider. Mannheim'da, o dönemin en iyisi
Mannheim orkestrası ile çalar. Aloysia Weber'e aşık olur, ancak O da
daha sonra Wolfgang'den ayrılır. 4 yıl sonra da; Aloysia'nın kız
kardeşi Constanze ile evlenir. Paris'e başarısız ziyareti sırasında da;
annesi 1778 yılında ölür.
Son hastalığı ve ölümü
Mozart'ın
son hastalığı ve ölümü incelenmesi oldukça zor bir konudur. Romantik
efsaneler ve birbiriyle uyuşmayan teoriler mevcuttur. Bir çok
araştırmacı, Mozart'ın hastalığının yükselme durumunda anlaşamaz -
özellikle hangi noktada Mozart hastalığı hakkında haberdardı ve bu
eserlerini etkiledi. Romantik bakış açısı, hastalığının giderek kötüye
gittiğine ve bunun da eserlerine paralel bir şekilde yansıdığını
savunur. Bunun karşısında ise, günümüzdeki bazı araştırmacılar da;
durumunun iyi olduğunu ve ölümünün ailesi ve arkadaşlarına ani bir şok
etkisi yarattığıydı. Mozart'ın son sözleri: "Ölümün tadı
dudaklarımda... Bu dünyadan olmayan bir şey hissediyorum" dur.
Hastalığının asıl sebebi de bir varsayımdır. Ölüm kayıtları "hitziges
Frieselfieber" (mühim darı tanesi ateşi) der, ve bu sebebi modern tıpta
açıklayıcı bir tanım değildir. Bir çok teori önerilmiştir, bunların
arasında, trişinoz, cıva zehirlenmesi, ve ateşli romatizma da vardır.
Hastaların kanatılması o dönemde genelde uygulanan bir anlayıştı, bu da
sebepler arasında gösterilir.
Mozart; 5 Aralık 1791 tarihinde
gece 1 sularında Viyana'da ölür. Hastalığının yükselmesi ile, son
çalışması olan Requiem'e bir kaç gün önce başlamıştır. Popüler efsaneye
göre, Mozart kendi ölümünü düşünerek bu besteyi yapmıştır, ve bu
dünyadan sonrasından bir haberci bunu madii olarak desteklemiştir.
Belgeselerdeki bulgular, bu anonim desteğin Schloss Stuppach Kontu
Franz Walsegg tarafından geldiğini ispatlamıştır. Eserin büyük bir
çoğunluğu da, Mozart'ın sağlığı yerindeyken yazılmıştır. Genç bir
bestekar, ve Mozart'ın öğrencisi Franz Xaver Süssmayr; Constanze
tarafından Requiem'i bitirmesi için görevlendirir. İlk görevlendirilen
Süssmayr değildir, Constanze öncelikle Joseph Eybler'e başvurur, ancak
Eybler beceremez ve görevi reddeder.
İsmi yazılmayan bir mezar
taşıyla öldüğü için, genelde Mozart'ın parasız ve unutulmuş olarak
öldüğü söylenir. Ancak, Viyana'da eskisi kadar yüksek yaşam
standartlarında yaşamasa da, komisyonlardan iyi bir gelir elde
ediyordu. Yılda yaklaşık olarak 10,000 florin kazanıyordu, bu da
2006'ya göre 42,000 Dolar (ya da 63,000 YTL) etmektedir. Söz konusu
miktar O'nu 18'inci yüzyılda Dünya'da en fazla para kazanan %5'in
içerisine sokar. Ancak, servetini kontrol edemiyordu. Annesi hakkında
"Wolfgang ne zaman yeni bir şeyler kazanırsa, kendisini ve malını
etrafına veriyordu" demiştir. Oldukça masraflı yaşamı da, o'nu bir çok
kez kredi almaya yöneltmiştir. Bir çok yalvarış mektupları hala
günümüzde vardır, ama fakirliğine değin harcamalarına olduğu kadar
fazla bir delil yoktur. Toplu bir mezarda değil, 1785 Avusturya
kanunlarına göre halka ait bir mezara gömülmüştür.
St. Marx
mezarlığındaki orjinal mezarı kaybolsa da; anıtsal mezartaşları buraya
ve Zentralfriedhof'a yerleştirilmiştir. 2005'de Avusturya'nın Inssbruk
Üniversitesi ve Rockville, Maryland'deki DNA labaratorlularında;
Avusturya Müzesi'ndeki Mozart'ın kafatasının o'na ait olup olmadığı
araştırılmış ve bu ananesinin ve yeğeninin DNA'leriyle
karşılaştırılmıştır. Test sonuçları yetersiz kalmıştır, ve DNA
örneklerinin birbiriyle bir alakasını bulamamışardır.
1809'da
Constanze Danimarkalı diplomat Georg Nikolaus von Nissen (d. 1761 – ö.
1826) ile evlenir. Yeni eşi de Mozart'ın büyük bir hayranıdır ve Mozart
üzerine bir biyografi yazar. Ömrü süresince bunu bitiremese de,
öldükten sonra, Constanze bitirmiş ve yayınlamıştır.
Dünya
tarihinin belki de gelmiş geçmiş en büyük müzik dehasının sadece 35
yıllık bir ömür yaşaması ve bu ömüre 626 ölümsüz eser bırakması,
kendisi belki de müzik dünyasının en büyük kazançlarından biri olsa da;
kısa ömrü de müzik dünyasının en büyük kayıbıdır.
Eserleri, müzik tarzı, ve yenilikleri
Tarzı
Mozart'ın
müziği, Haydn'ın ki gibi, klasik müziğin ilk örneklerindendir.
Çalışmaları, o dönemin tarzını değiştirmiş ve barok tarzı ile de
karışımını sağlamıştır. Mozart'ın kendine ait tarzı klasik müziğin
tamamının gelişimine paraleldir. Çok yönlü bir bestekardı ve hemen
hemen her türde müzik yazdı. Bunların arasında senfoni, opera, solo
konçerto, oda orkestrası, yaylı kuartet ve yaylı kintet, ve piyano
sonataları da vardı. Bu türlerin hiçbiri yeni değildi, ama piyano
konçertosu Mozart'ın tek başına geliştirdiği ve popüler ettiği bir
türdü. Ayrıca önemli sayıda dini müzik de yayımladı, bunların arasında
ayin müzikleri de vardı, ve bir çok dans müziği de besteledi;
divertimenti, serenadlar ve diğer hafif eğlencele türlerini.
Mozart
ilk yıllarından beri müthiş bir kulağa sahipti. Duyduğu her müziği
hafızasına bir daha çıkmayacak üzere yazabiliyordu. Gezilerinin de
oldukça fazla olmasından dolayı, nadir bir tecrübe koleksiyonu edindi.
Londra'da bir çocuk olarak J.C: Bach ile karşılaştı ve müziğini
dinledi. Paris, Mannheim, ve Vİyana'da da buradaki bestekarlarla
karşılaştı. Muhteşem Mannheim orkestrasıyla beraber çalıştı. İtalyan
açılışlarını ve opera buffalarıyla karşılaştı. Bunların hepsi,
gelişiminde önemli bir rol oynadı. Londra'da ve İtalya'da galant tarzı
o dönemde oldukça popülerdi. Basit, hafif müzik, sesin yavaşlamasına
bir tutku, vurgulara önem veren, hakim, ve ana notanın üstündeki
dördüncü ve altındaki notayı çıkartarak, simetrik cümlelerle, ve açık
bir mimari sundu. Bu tarzın etrafında gelişen klasik müzik, Barok'un
komplike tarzına bir tepkiydi. Mozart'ın ilk çalışmaları, İtalyan
açılışlarıydı. 3 hareketbirbiriyle buluşurdu. Diğerleri J.C. Bach'ın
eserlerine oldukça benzerdi, ve başkaları da Viyana'daki eserlerin
değişik bir şekilde vurgulanmasıydı. Mozart'ın en tanınan
özelliklerinden biri de; belli bir düzenin uyuymuydu; ve sesin
yavaşlamasına ana nota etrafında yöneliyordu. Ama Mozart, bunu
değiştirerek, uyumu ses yavaşlamasının daha güçlü yarıya geçmesini
sağlamıştı. Mozart'ın Phrygian anlayışı da bunu gösterir.
Mozart
olgunlaştıkça, Barok müziğinden birtakım yeni özellikler daha adapte
etmiştir. Örnek olarak; 29. Senfoni'nin La Majör (K. 201) 'ünde
kontrpuana ait iki veya daha çok sayıda melodinin bir arada
çalınmasından meydana gelmiş tema kullanıyordu ilk hareketinde, ve
düzensiz ifade uzunluklarını denemiştir. 1773'deki bazı kuartetleri
fugal finalleri vardır, ve büyük ihtimal Haydn'dan esinlenmiştir. O da
bunu opus 20 setinde kullanmıştır. Fırtına ve stresin Alman
literatüründeki etkisi, Romantizme doğru yönelirken; müzikde de
bestekarları da etkilemiştir.
Mozart'ın çalışma hayatında odağı
enstrümental müzikten operalar gitmiş gelmiştir. Avrupa'da o anda
bulunan iki tarzda da operalar yazmıştır. Figaro'nun Düğünü, Don
Giovanni, ya da Cosi fan tutte (Bütün kadınlar böyle yapar) opera buffa
tarzında iken; Idomeneo, Singspiel ve Sihirli Flüt de opera seria
tarzındadır. Daha sonraki operalarında da, enstrümanların, orkestranın,
ton renginin psikolojik ve duygusal hisleri ve dramatik geçişleri ifade
edebilmek için yeni yöntemler geliştirmiştir. Senfonilerinde
çözülemeyecek seviyede komplike bir şekilde orkestrasını kullanması,
orkestranın psikolojik etkilerini geliştirmiş ve daha sonra da opera
olmayan eserlerinde de görülmüştür.
Mozart, Leopold Mozart ve Anna
Maria Pertl Mozart'ın oğlu olarak Salzburg'da Getreidegasse 9'un ön
odasında doğmuştur. Burası Salzburg Başpiskoposunun başkentidir.
Günümüzde Avusturya'da bulunup, o dönemde Roma İmparatorluğu'nun bir
parçasıdır. Kardeşleri arasında doğumdan sonra yaşayan sadece kız
kardeşi, lakabı Nannerl olan, Maria Anna Mozart idi. Mozart doğumundan
bir gün sonra St. Rupert Katedrali'nde vaftiz oldu. Vaftiz olduktan
sonra ismi; Latince Joannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart
oldu. Bu isimlerden ilk ikisi John Chrysostom, kilisenin rahiplerinden
biriydi, ve bu isimleri günlük hayatında kullanmıyordu. İsmindeki
dördüncü kelime Theophilus "Tanrı'nın sevdiği" manasındaydı, Mozart'ın
hayatı süresince de bir çok kez Amadeus (Latince), Gottlieb (Almanca),
Amadé (Fransızca) tercüme edildi. Mozart'ın babası Leopold oğlunun
doğumunu yayımcı Johann Jakob Lotter'e "..çocuğun ismi Joannes
Chrysostomus, Wolfgang, Gottlieb'dir" diye haber verir. Mozart en çok
üçüncü ismini tercih etti, ve süslü "Amadeus" ismini takip eden
yıllarda kullandı.
Mozart'ın babası Leopold Mozart (d. 1719 - ö.
1787) Avrupa'nın başlıca müzik hocalarından biriydi. İlgi çeken Versuch
einer gründlichen Violinschule ders kitabı 1756'da; Mozart'ın doğduğu
yıl yayımlandı. (Türkçesi, Keman Çalmanın Temel Prensiplerinin Bilimsel
İncelenmesi) Kendisi Salzburg Başpiskoposunun orkestrasının şefiydi, ve
oldukça başarılı bir enstrüman müziği bestekarıydı. Leopold
bestekarlığı oğlunun olağanüstü müzik becerilerini gördükten sonra
bıraktı. Bu ilk olarak Wolfgang 3 yaşındayken oldu, ve Leopold,
Wolfgang'in başarılarından gurur duyararak, oğluna çok ağır bir şekilde
müzik eğitimi verdi. Bu eğitiminde, klavye, keman ve organ gibi
enstrümanları öğretti. Leopold sadece ilk yıllarında bu eğitimi verdi.
Lopold'un Nannerl'in müzik kitabında, Wolfgang'in bir çok besteyi 4
yaşında öğrendiğini ve ilk bestesini, küçük bir Adante (K. 1a) ve
Allegro (K. 1b)'yi 1761'de henüz beş yaşındayken yazdığını
söylemektedir.
Gezi yılları
İlk yıllarında,
Mozart bir çok Avrupa gezisine çıktı. Bunlardan ilki 1762 yılında,
Münih'in Bavarya'sında Elector meydanında, aynı yıl da Prag ve
Viyana'da imparatorluk meydanında gösteri yapmıştır. Uzun bir konser
turu, 3 buçuk yıl sürer, ve Wolfgang'i babası ile beraber Münih,
Mannheim, Paris, Londra (burada ünlü İtalyan çellocu Giovanni Battista
Cirri ile çalmıştır), Lahey, tekrar Paris, Zürih, Donaueschingen ve
Münih'de konserler vermiştir. Bu gezisi sırasında, Mozart bir çok ünlü
müzisyenle tanışır ve kendisi de bu müzisyenlerin eserlerine aşina
olur. En önemli esin kaynaklarından biri Johann Christian Bach'dır,
O'nunla da 1764-1765 yıllarında Londra'da arkadaş olmuşlardır. Bach'ın
eserleri bir çok kez Mozart'ın esinlendiği eserler olarak
gösterilmiştir. Tekrar Viyana'ya 1767'de giderler ve burada 1768
yılının Kasım ayına kadar kalırlar. Bu gezi sırasında Mozart çiçek
hastası olur, ve iyileşmesi babası Leopold tarafından Tanrı'nın oğlu
için sevgisini temsil etmektedir.
Salzburg'da geçen bir yıl
sonunda; üç kez İtalya'ya yolculuğa çıkmıştır. 1769 Kasım'ından, 1771
Mart'ına kadar, 1771'in Ağustos'undan Kasım ayına kadar, ve 1772
Ekim'inden 1773 Mart'ına kadar. Mozart bu dönemde üç opera besteler:
"Mitridate Rè di Ponto" (1770), "Ascanio in Alba" (1771), ve "Lucio
Silla" (1772). Üç opera da Milan'da oynanmıştır. Bu gezilerin ilkinde,
Mozart Venedikte Andrea Luchesi ile ve G.B. Martini ile Bologna'da
buluşur, ve Accademia Filarmonica'nın bir üyesi olarak kabul edilir.
İtalya'daki yolculuğunun şu an efsanevi olan bir hikayesi de, Gregorio
Allegri'nin Miserere'sini Sistine Chapel'de duyar ve tamamını
hafızasından yazar, yalnız bunu yaparken parçadaki küçük hataları
düzeltir, ve böylece Vatikan malının ilk illegal kopyasını üretir.
23
Eylül 1777'de annesi ile beraber Mozart; Münih, Mannheim ve Paris'i
kapsayan bir Avrupa turuna gider. Mannheim'da, o dönemin en iyisi
Mannheim orkestrası ile çalar. Aloysia Weber'e aşık olur, ancak O da
daha sonra Wolfgang'den ayrılır. 4 yıl sonra da; Aloysia'nın kız
kardeşi Constanze ile evlenir. Paris'e başarısız ziyareti sırasında da;
annesi 1778 yılında ölür.
Son hastalığı ve ölümü
Mozart'ın
son hastalığı ve ölümü incelenmesi oldukça zor bir konudur. Romantik
efsaneler ve birbiriyle uyuşmayan teoriler mevcuttur. Bir çok
araştırmacı, Mozart'ın hastalığının yükselme durumunda anlaşamaz -
özellikle hangi noktada Mozart hastalığı hakkında haberdardı ve bu
eserlerini etkiledi. Romantik bakış açısı, hastalığının giderek kötüye
gittiğine ve bunun da eserlerine paralel bir şekilde yansıdığını
savunur. Bunun karşısında ise, günümüzdeki bazı araştırmacılar da;
durumunun iyi olduğunu ve ölümünün ailesi ve arkadaşlarına ani bir şok
etkisi yarattığıydı. Mozart'ın son sözleri: "Ölümün tadı
dudaklarımda... Bu dünyadan olmayan bir şey hissediyorum" dur.
Hastalığının asıl sebebi de bir varsayımdır. Ölüm kayıtları "hitziges
Frieselfieber" (mühim darı tanesi ateşi) der, ve bu sebebi modern tıpta
açıklayıcı bir tanım değildir. Bir çok teori önerilmiştir, bunların
arasında, trişinoz, cıva zehirlenmesi, ve ateşli romatizma da vardır.
Hastaların kanatılması o dönemde genelde uygulanan bir anlayıştı, bu da
sebepler arasında gösterilir.
Mozart; 5 Aralık 1791 tarihinde
gece 1 sularında Viyana'da ölür. Hastalığının yükselmesi ile, son
çalışması olan Requiem'e bir kaç gün önce başlamıştır. Popüler efsaneye
göre, Mozart kendi ölümünü düşünerek bu besteyi yapmıştır, ve bu
dünyadan sonrasından bir haberci bunu madii olarak desteklemiştir.
Belgeselerdeki bulgular, bu anonim desteğin Schloss Stuppach Kontu
Franz Walsegg tarafından geldiğini ispatlamıştır. Eserin büyük bir
çoğunluğu da, Mozart'ın sağlığı yerindeyken yazılmıştır. Genç bir
bestekar, ve Mozart'ın öğrencisi Franz Xaver Süssmayr; Constanze
tarafından Requiem'i bitirmesi için görevlendirir. İlk görevlendirilen
Süssmayr değildir, Constanze öncelikle Joseph Eybler'e başvurur, ancak
Eybler beceremez ve görevi reddeder.
İsmi yazılmayan bir mezar
taşıyla öldüğü için, genelde Mozart'ın parasız ve unutulmuş olarak
öldüğü söylenir. Ancak, Viyana'da eskisi kadar yüksek yaşam
standartlarında yaşamasa da, komisyonlardan iyi bir gelir elde
ediyordu. Yılda yaklaşık olarak 10,000 florin kazanıyordu, bu da
2006'ya göre 42,000 Dolar (ya da 63,000 YTL) etmektedir. Söz konusu
miktar O'nu 18'inci yüzyılda Dünya'da en fazla para kazanan %5'in
içerisine sokar. Ancak, servetini kontrol edemiyordu. Annesi hakkında
"Wolfgang ne zaman yeni bir şeyler kazanırsa, kendisini ve malını
etrafına veriyordu" demiştir. Oldukça masraflı yaşamı da, o'nu bir çok
kez kredi almaya yöneltmiştir. Bir çok yalvarış mektupları hala
günümüzde vardır, ama fakirliğine değin harcamalarına olduğu kadar
fazla bir delil yoktur. Toplu bir mezarda değil, 1785 Avusturya
kanunlarına göre halka ait bir mezara gömülmüştür.
St. Marx
mezarlığındaki orjinal mezarı kaybolsa da; anıtsal mezartaşları buraya
ve Zentralfriedhof'a yerleştirilmiştir. 2005'de Avusturya'nın Inssbruk
Üniversitesi ve Rockville, Maryland'deki DNA labaratorlularında;
Avusturya Müzesi'ndeki Mozart'ın kafatasının o'na ait olup olmadığı
araştırılmış ve bu ananesinin ve yeğeninin DNA'leriyle
karşılaştırılmıştır. Test sonuçları yetersiz kalmıştır, ve DNA
örneklerinin birbiriyle bir alakasını bulamamışardır.
1809'da
Constanze Danimarkalı diplomat Georg Nikolaus von Nissen (d. 1761 – ö.
1826) ile evlenir. Yeni eşi de Mozart'ın büyük bir hayranıdır ve Mozart
üzerine bir biyografi yazar. Ömrü süresince bunu bitiremese de,
öldükten sonra, Constanze bitirmiş ve yayınlamıştır.
Dünya
tarihinin belki de gelmiş geçmiş en büyük müzik dehasının sadece 35
yıllık bir ömür yaşaması ve bu ömüre 626 ölümsüz eser bırakması,
kendisi belki de müzik dünyasının en büyük kazançlarından biri olsa da;
kısa ömrü de müzik dünyasının en büyük kayıbıdır.
Eserleri, müzik tarzı, ve yenilikleri
Tarzı
Mozart'ın
müziği, Haydn'ın ki gibi, klasik müziğin ilk örneklerindendir.
Çalışmaları, o dönemin tarzını değiştirmiş ve barok tarzı ile de
karışımını sağlamıştır. Mozart'ın kendine ait tarzı klasik müziğin
tamamının gelişimine paraleldir. Çok yönlü bir bestekardı ve hemen
hemen her türde müzik yazdı. Bunların arasında senfoni, opera, solo
konçerto, oda orkestrası, yaylı kuartet ve yaylı kintet, ve piyano
sonataları da vardı. Bu türlerin hiçbiri yeni değildi, ama piyano
konçertosu Mozart'ın tek başına geliştirdiği ve popüler ettiği bir
türdü. Ayrıca önemli sayıda dini müzik de yayımladı, bunların arasında
ayin müzikleri de vardı, ve bir çok dans müziği de besteledi;
divertimenti, serenadlar ve diğer hafif eğlencele türlerini.
Mozart
ilk yıllarından beri müthiş bir kulağa sahipti. Duyduğu her müziği
hafızasına bir daha çıkmayacak üzere yazabiliyordu. Gezilerinin de
oldukça fazla olmasından dolayı, nadir bir tecrübe koleksiyonu edindi.
Londra'da bir çocuk olarak J.C: Bach ile karşılaştı ve müziğini
dinledi. Paris, Mannheim, ve Vİyana'da da buradaki bestekarlarla
karşılaştı. Muhteşem Mannheim orkestrasıyla beraber çalıştı. İtalyan
açılışlarını ve opera buffalarıyla karşılaştı. Bunların hepsi,
gelişiminde önemli bir rol oynadı. Londra'da ve İtalya'da galant tarzı
o dönemde oldukça popülerdi. Basit, hafif müzik, sesin yavaşlamasına
bir tutku, vurgulara önem veren, hakim, ve ana notanın üstündeki
dördüncü ve altındaki notayı çıkartarak, simetrik cümlelerle, ve açık
bir mimari sundu. Bu tarzın etrafında gelişen klasik müzik, Barok'un
komplike tarzına bir tepkiydi. Mozart'ın ilk çalışmaları, İtalyan
açılışlarıydı. 3 hareketbirbiriyle buluşurdu. Diğerleri J.C. Bach'ın
eserlerine oldukça benzerdi, ve başkaları da Viyana'daki eserlerin
değişik bir şekilde vurgulanmasıydı. Mozart'ın en tanınan
özelliklerinden biri de; belli bir düzenin uyuymuydu; ve sesin
yavaşlamasına ana nota etrafında yöneliyordu. Ama Mozart, bunu
değiştirerek, uyumu ses yavaşlamasının daha güçlü yarıya geçmesini
sağlamıştı. Mozart'ın Phrygian anlayışı da bunu gösterir.
Mozart
olgunlaştıkça, Barok müziğinden birtakım yeni özellikler daha adapte
etmiştir. Örnek olarak; 29. Senfoni'nin La Majör (K. 201) 'ünde
kontrpuana ait iki veya daha çok sayıda melodinin bir arada
çalınmasından meydana gelmiş tema kullanıyordu ilk hareketinde, ve
düzensiz ifade uzunluklarını denemiştir. 1773'deki bazı kuartetleri
fugal finalleri vardır, ve büyük ihtimal Haydn'dan esinlenmiştir. O da
bunu opus 20 setinde kullanmıştır. Fırtına ve stresin Alman
literatüründeki etkisi, Romantizme doğru yönelirken; müzikde de
bestekarları da etkilemiştir.
Mozart'ın çalışma hayatında odağı
enstrümental müzikten operalar gitmiş gelmiştir. Avrupa'da o anda
bulunan iki tarzda da operalar yazmıştır. Figaro'nun Düğünü, Don
Giovanni, ya da Cosi fan tutte (Bütün kadınlar böyle yapar) opera buffa
tarzında iken; Idomeneo, Singspiel ve Sihirli Flüt de opera seria
tarzındadır. Daha sonraki operalarında da, enstrümanların, orkestranın,
ton renginin psikolojik ve duygusal hisleri ve dramatik geçişleri ifade
edebilmek için yeni yöntemler geliştirmiştir. Senfonilerinde
çözülemeyecek seviyede komplike bir şekilde orkestrasını kullanması,
orkestranın psikolojik etkilerini geliştirmiş ve daha sonra da opera
olmayan eserlerinde de görülmüştür.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz