acı kahve-agatha chrıstıe-
1 sayfadaki 1 sayfası
acı kahve-agatha chrıstıe-
KİTABIN ÖZETİ :
Sir Claud Amory, bir fizik uzmanı idi ve uzunca bir zamandır atom
partiküllerinin hareketleri üzerinde incelemeler yapıyordu. Bir gün
aradığını buldu, bulduğu şimdiye dek kullanıla gelen patlayıcılardan
binlerce kez daha etkili bir bomba formülüydü bu formül bir servet
değerinde idi. Çünkü bu formül karşılığında pekçok devlet hazinelerinin
kapılarını ardına kadar açabilirdi. Yalnız Sir Amory ‘i düşündüren bir
mesele vardı. Oda aile fertlerinden birinin formülü çalacağını
hissetmesi idi. Evet o bunu hissetmişti ama bunu kimin yapacağını
bilmiyordu. Bu sorunu çözmek için kendisi gibi alanında uzman olan
birine ihtiyacı vardı. Bu kim olabilirdi? Daha önce tanışmasa da
methini duyduğu Belçika asıllı dedektif Hercule Poirot olabilirdi,
çünkü o zehir gibi bir dedektifti ve çözemeyeceği olayın olamayacağına
inanırdı. Onu evine davet ederek olayı çözmesini rica etti. Mr. Poirot
da bu nazik davete icabet etti. Yalnız Mr. Poirot daha Sir’ün evine
varmadan olaylar cereyan etmeye başladı.
Sir Amory’nin evinde hiç evlenmemiş olan ablası, oğlu Richard, oğlunun
İtalyan asıllı karısı Lucia, bir bayan yeğeni, İtalyan doktor Carelli,
evin İngiliz uşağı ve Sir’ün sekreteri bulunmaktaydı. Bu ev halkı yemek
sonrası sohbet yapıyorlardı. Sir’ün gelini güzel Lucia kendisi gibi
İtalyan olan doktordan rahatsızmış gibi davranmaktaydı, sanki doktor
onu sıkıştırıyordu. Kocası Richard’ da bu davetsiz eski dosttan
rahatsız görünüyordu. Zaten ilk fırsatta karısına kendisini o doktor
ile niye aldattığını soracaktı. Tüm bunlar Lucia’yı daha da kötü
etmişti ve fark edilir hale gelen Lucia’nın rahatsızlığını tedavi etmek
için ilaç kutusunu bulunduğu raftan indirmişlerdi. Doktor Carelli, ilaç
kutularına bakarak ne işe yaradıklarını söylüyordu. Şişede öldürücü
zehirli ilaçlar bile vardı ve uyku getirerek insanı öldüren ilaç hayli
ilgi çekmişti. Lucia, farkettirmeden ondan bir avuç kadar almıştı. Bu
esnada kahve servisi başlamıştı. Richard karısının yanına giderek onun
gönlünü almıştı. Sır Amory ise uşağına kapıları dıştan kilitlemesini
emretmiş ve kahvesini yudumlarken izaha başlamıştı. Önemli ve de çok
değerli bir formül bulduğunu ama ev halkı içinden birinin bunu çalmak
istediğini bildiğini ve bunu düşünen kişiyi son bir fırsat olarak az
sonra ışıkları kapattıracağını bu esnada az önce çalmış olduğu formülü
sehpanın üzerine koymasını aksi halde çağırttığı ünlü dedektif Mr.
Poirot ‘un suçluyu bizzat bularak gereğini yapacağını ikaz etti. Bu
arada kahvenin acılığından bahsetti. Işıkların söndürülmesini emretti.
Mr.Poirot ulaştığında Sir Claud Amory koltuğunda ölü olarak bulunuyordu
ve sehpanın üzerinde de içi boş bir zarf duruyordu. İlk başta tüm
şüpheler bir yabancı olan ve pek güven veren bir intibah vermeyen
doktor Carelli’ye yönelmişti. Lucıa’nın doktora antipatisi ve rahatsız
halide Mr. Poirot tarafından farkedilmekteydi. Gerçi diğer şüphelilerde
merhumu pek sevmiyorlardı. Özellikle merhumun bayan yeğeni bunu açıkça
dile getirmiş ihtiyarın pintiliği ve huysuzluğundan bahsetmişti. Olay
bu halde önünde dururken Mr. Poirot olayı zekası, titizlik ve dikkati
sayesinde çözmüştü. Gelin Lucıa’yı söz oyunlarıyla köşeye sıkıştırıp
ondan kötü ün salmış bir bayan ajanın kızı olduğunu ve bunu bilen
doktor Carelli tarafından şantaj önerisine maruz kaldığını ama formülü
çalanın ve kayınpederini öldürenin kendisi olmadığını söyletti.
Zaten Mr. Poirot ayrıntıları yakalamıştı. İlaç kutusu ile olaydan evvel
oynanmış olduğunu, rafın tozlu olmasına karşın ilaç kutusunun olay
anında tertemiz olmasından anlaşılmıştı. Şüpheli görülen sekreter bayan
yapılan sorgu esnasında sıkışınca yine aynı zehirle Mr. Poirot’u da
öldürmeye çalışınca ki, Mr. Poirot yine zekası ve uyanıklığı sayesinde
kurtulmuştu. Katil sekreter yakalandı ve adalete teslim edildi.
Sir Claud Amory, bir fizik uzmanı idi ve uzunca bir zamandır atom
partiküllerinin hareketleri üzerinde incelemeler yapıyordu. Bir gün
aradığını buldu, bulduğu şimdiye dek kullanıla gelen patlayıcılardan
binlerce kez daha etkili bir bomba formülüydü bu formül bir servet
değerinde idi. Çünkü bu formül karşılığında pekçok devlet hazinelerinin
kapılarını ardına kadar açabilirdi. Yalnız Sir Amory ‘i düşündüren bir
mesele vardı. Oda aile fertlerinden birinin formülü çalacağını
hissetmesi idi. Evet o bunu hissetmişti ama bunu kimin yapacağını
bilmiyordu. Bu sorunu çözmek için kendisi gibi alanında uzman olan
birine ihtiyacı vardı. Bu kim olabilirdi? Daha önce tanışmasa da
methini duyduğu Belçika asıllı dedektif Hercule Poirot olabilirdi,
çünkü o zehir gibi bir dedektifti ve çözemeyeceği olayın olamayacağına
inanırdı. Onu evine davet ederek olayı çözmesini rica etti. Mr. Poirot
da bu nazik davete icabet etti. Yalnız Mr. Poirot daha Sir’ün evine
varmadan olaylar cereyan etmeye başladı.
Sir Amory’nin evinde hiç evlenmemiş olan ablası, oğlu Richard, oğlunun
İtalyan asıllı karısı Lucia, bir bayan yeğeni, İtalyan doktor Carelli,
evin İngiliz uşağı ve Sir’ün sekreteri bulunmaktaydı. Bu ev halkı yemek
sonrası sohbet yapıyorlardı. Sir’ün gelini güzel Lucia kendisi gibi
İtalyan olan doktordan rahatsızmış gibi davranmaktaydı, sanki doktor
onu sıkıştırıyordu. Kocası Richard’ da bu davetsiz eski dosttan
rahatsız görünüyordu. Zaten ilk fırsatta karısına kendisini o doktor
ile niye aldattığını soracaktı. Tüm bunlar Lucia’yı daha da kötü
etmişti ve fark edilir hale gelen Lucia’nın rahatsızlığını tedavi etmek
için ilaç kutusunu bulunduğu raftan indirmişlerdi. Doktor Carelli, ilaç
kutularına bakarak ne işe yaradıklarını söylüyordu. Şişede öldürücü
zehirli ilaçlar bile vardı ve uyku getirerek insanı öldüren ilaç hayli
ilgi çekmişti. Lucia, farkettirmeden ondan bir avuç kadar almıştı. Bu
esnada kahve servisi başlamıştı. Richard karısının yanına giderek onun
gönlünü almıştı. Sır Amory ise uşağına kapıları dıştan kilitlemesini
emretmiş ve kahvesini yudumlarken izaha başlamıştı. Önemli ve de çok
değerli bir formül bulduğunu ama ev halkı içinden birinin bunu çalmak
istediğini bildiğini ve bunu düşünen kişiyi son bir fırsat olarak az
sonra ışıkları kapattıracağını bu esnada az önce çalmış olduğu formülü
sehpanın üzerine koymasını aksi halde çağırttığı ünlü dedektif Mr.
Poirot ‘un suçluyu bizzat bularak gereğini yapacağını ikaz etti. Bu
arada kahvenin acılığından bahsetti. Işıkların söndürülmesini emretti.
Mr.Poirot ulaştığında Sir Claud Amory koltuğunda ölü olarak bulunuyordu
ve sehpanın üzerinde de içi boş bir zarf duruyordu. İlk başta tüm
şüpheler bir yabancı olan ve pek güven veren bir intibah vermeyen
doktor Carelli’ye yönelmişti. Lucıa’nın doktora antipatisi ve rahatsız
halide Mr. Poirot tarafından farkedilmekteydi. Gerçi diğer şüphelilerde
merhumu pek sevmiyorlardı. Özellikle merhumun bayan yeğeni bunu açıkça
dile getirmiş ihtiyarın pintiliği ve huysuzluğundan bahsetmişti. Olay
bu halde önünde dururken Mr. Poirot olayı zekası, titizlik ve dikkati
sayesinde çözmüştü. Gelin Lucıa’yı söz oyunlarıyla köşeye sıkıştırıp
ondan kötü ün salmış bir bayan ajanın kızı olduğunu ve bunu bilen
doktor Carelli tarafından şantaj önerisine maruz kaldığını ama formülü
çalanın ve kayınpederini öldürenin kendisi olmadığını söyletti.
Zaten Mr. Poirot ayrıntıları yakalamıştı. İlaç kutusu ile olaydan evvel
oynanmış olduğunu, rafın tozlu olmasına karşın ilaç kutusunun olay
anında tertemiz olmasından anlaşılmıştı. Şüpheli görülen sekreter bayan
yapılan sorgu esnasında sıkışınca yine aynı zehirle Mr. Poirot’u da
öldürmeye çalışınca ki, Mr. Poirot yine zekası ve uyanıklığı sayesinde
kurtulmuştu. Katil sekreter yakalandı ve adalete teslim edildi.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz