Sizofren Aska Mektup
1 sayfadaki 1 sayfası
Sizofren Aska Mektup
ŞİZOFREN AŞKA MEKTUP - Cezmi Ersöz
Kitap Hakkında:
Bir şizofrendim artık.. Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona.. Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim?
Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum..
Cezmi Ersöz, kitabında iki farklı insanı tek bir bedende bütünleştirerek, onların yazdıklarını tek bir kalemden bizlerle paylaşıyor.
Okurken, şaşıracak, bazen karamsarlaşacak, bazen aşkın tutkulu virajlarında gezinecek, kimi zaman da kendi ruhunuza paralel temalar yakalayacaksınız.
Kitabın İncileri:
Asla çözemediğim kurallarıyla beni hep dışına sürükleyen hayata yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin size duyduğum bu derin aşk olduğunu bilmediniz hiç.. 7
Sorardım, senden değil, neden hep kendimden kaçtığımı..
Her yeni ilişkiyle içimdeki boşluğun biraz daha derinleştiğini bildiğim halde bu hayatı neden sürdürdüğümü sorardım kendime.. 12
..beni daha çok kırmasınlar diye kendimi adamalarım olmadık insanlara. Yanındaydım onların, yan yanaydım. Ama hiçbir zaman onlarla birlikte olmadım. Hiçbir zaman kabullenmedim varlıklarını. 13
Sevgi deyince ölüm aklıma geliyor hemen, yenilgi, yıkım..
Çünkü ne zaman aşkla büyülensem, o çok eski korkum bana yaralı kendimi hatırlattı.. 14
Ona duyduğum o tutkulu istek çözülmeye başlamıştı.
İlişkimizdeki alışkanlığın açtığı her boşluk, başkalarının sevgisine duyduğum özlemi biraz daha artıyordu. 19
İçim burkulurdu gitmesinden, ama yine de gitmesini isterdim. 19
Onu durmaksızın boşluğa savuran o sevgi dolu ilgisizliğimden korunabilmek için ona sığınırmış. 26
Yüzün ki, kalbini hiç saklayamaz.. 29
Ve sana hayattan daha kötü davranamazdım.. 32
Akıllıydım, bu karanlık şehirde tek başına ayakta kalabilme savaşını göze alacak kadar korkusuzdum.
Yalnız yaşayan, özgürlük sarhoşu, cesur ve hayatı henüz tanımayan bir genç kadının etrafını saran diğer akbabalardan kendimi hiç farkında olmadan korumuştum o ana kadar. 34
..içinde senin olmadığın bir hayat beni hiç cezbetmiyordu. 34
Eksik olan sendin...
İstediğin zaman eskisi gibi bana ulaşamamak seni kışkırtıyordu. Artık ulaşılamayan, merak edilen, güvenilmez ve tahrik eden kadındım. 36
Seni inkar ederek içimde korumaya çalışıyordum. 37
Açlığını duyduğum senin sevgindi, cinsellik değil.. Ne onda, ne başka birinde, nede dünya üzerinde hiçbir yerde olmayan, sadece ruhunun o karanlık, o binbir gizemle dolu bahçesinde gezinirken hissedebildiğim sevgin.. 38
İçimdeki masumiyeti ve kanayan benliği bu kadar iyi saklardım işte ondan.. 40
Bense seni hep inkar ettim, elimde kalan son sevgiyi, son masumiyeti koruyabilmek için.. 41
Sevgi öğretilmemişti ona. Hep acımasız ve sağlam olmaya zorlamıştı onu hayat. 41
Hayatımda olmasan da, yalnız uzaktaki varlığının düşüncesiyle.. 42
En büyük dert kimi özlediğini, kimi sevdiğini bilememekmiş.. 47
Kendim deyince aklıma o sahipsiz sızı geliyor. Kendim deyince, sen artık yaşama, sen artık duygularını yitirdin, bir daha hiçbir zaman eskisi gibi sevemeyeceksin, diyen o ses geliyor aklıma. 47
Kendi yalnızlığıma bakmaz, başkalarının yalnızlığını çözmeye çalışırdım. 48
Tek bildiğim savaşmam gerektiğiydi ve kazanmam..Duygularımı, hayallerimi gizleyip kazanmam.. 49
Öyle büyüktü ki özlediğim sevgi, ona kavuşabilmek için hep bir başkası gibi yaşadım. Yıllarca sevgiyi özlerken, sanki ona hiç ihtiyacım yokmuş gibi davrandım. 49
Ben bu dünyada kendime bir yer ararken, sen sevgiyi hep yanlış yerlerde aramışsın. 51
Yüreğimdeki kum saatini, o göz açıp kapayıncaya kadar geçen "sen" den, sanki asırlarca tükenmek bilmeyen "sensizliğe" tersyüz ederek gittin. 53
..hayranlığımın yavaş yavaş aşka dönüşünü ürkekçe gizleyerek...
Tüm ısrarlarına rağmen, bu eşsiz büyüyü bozmaktan çekinip, aylarca seni bir kez bile aramamaktı. 55
Seni sevmek, ait olduğun gökyüzünde seni özgür bırakmaktı.
Sevmek, ruhumun tek sahibi olan seni sahiplenmemeye kanaya kanaya razı olmaktı. 57
Sonra sevmek, yaralı kadınlığımı başka yüreklerle avutma yanılgısına kapılmak oldu. (S:59) 59
Kimseye veremedim yüreğimi. Ne zaman baksalar içime, yüreğimin kırık aynasında kendilerinin değil, senin yüzünün aksini gördüler hep. 60
Arzuladığım ne varsa herşey karşılıksız kaldı bu hayatta. 65
Senin o affedemediğin kalbinde yatıyor benim tek ve gerçek sevgim. 67
Tanıdığımısandığım insanlar öylesine çabucak değişiyor ki.. İnsanları tanımakta zorlanınca, bütün öfkem, bütün kırgınlığım kendime yöneliyor. 70
Sırf kalemini değdirdiğin için atmaya kıyamadığım bu kağıtlar.. 76
Asıl çektiğim acı buydu aslında, yanındayken kendimi yine de senden çok uzaklarda hissetmemdi. 82
Mükemmellik, kaybedeni çok, anlamsız ve haksız bir yarıştır. 83
Yıllardır ruhumun gurbetinde yaşamaktan tükendim. 87
Tıpkı İstanbul gibiydin; Sana dokunmak, sana kapılmak, sana tapmak yenilgiyi daha baştan kabul etmekti. 92
Herşeyi derinden hissedebilmek için korunaksız, zırhsız bırakmıştım kendimi. 97
Çünkü aradığım aşkı bulamadım bu hayatta. 101
Aramızda en çok kullandığımız kelime ayrılıktı. 108
Karakterim, sevgimle onun sevgisi arasında sanki imkansız bir uçurum gibi açılıyordu. 109
Sevgiliyle geçirilen en sıradan an bile bir mucize gibidir. Asla tüketemez; asla sıkılamazsın. 139
Aşkını bilinçaltımda da yaşadığımı fark etmiyorsun. 148
Kitap Hakkında:
Bir şizofrendim artık.. Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona.. Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim?
Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum..
Cezmi Ersöz, kitabında iki farklı insanı tek bir bedende bütünleştirerek, onların yazdıklarını tek bir kalemden bizlerle paylaşıyor.
Okurken, şaşıracak, bazen karamsarlaşacak, bazen aşkın tutkulu virajlarında gezinecek, kimi zaman da kendi ruhunuza paralel temalar yakalayacaksınız.
Kitabın İncileri:
Asla çözemediğim kurallarıyla beni hep dışına sürükleyen hayata yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin size duyduğum bu derin aşk olduğunu bilmediniz hiç.. 7
Sorardım, senden değil, neden hep kendimden kaçtığımı..
Her yeni ilişkiyle içimdeki boşluğun biraz daha derinleştiğini bildiğim halde bu hayatı neden sürdürdüğümü sorardım kendime.. 12
..beni daha çok kırmasınlar diye kendimi adamalarım olmadık insanlara. Yanındaydım onların, yan yanaydım. Ama hiçbir zaman onlarla birlikte olmadım. Hiçbir zaman kabullenmedim varlıklarını. 13
Sevgi deyince ölüm aklıma geliyor hemen, yenilgi, yıkım..
Çünkü ne zaman aşkla büyülensem, o çok eski korkum bana yaralı kendimi hatırlattı.. 14
Ona duyduğum o tutkulu istek çözülmeye başlamıştı.
İlişkimizdeki alışkanlığın açtığı her boşluk, başkalarının sevgisine duyduğum özlemi biraz daha artıyordu. 19
İçim burkulurdu gitmesinden, ama yine de gitmesini isterdim. 19
Onu durmaksızın boşluğa savuran o sevgi dolu ilgisizliğimden korunabilmek için ona sığınırmış. 26
Yüzün ki, kalbini hiç saklayamaz.. 29
Ve sana hayattan daha kötü davranamazdım.. 32
Akıllıydım, bu karanlık şehirde tek başına ayakta kalabilme savaşını göze alacak kadar korkusuzdum.
Yalnız yaşayan, özgürlük sarhoşu, cesur ve hayatı henüz tanımayan bir genç kadının etrafını saran diğer akbabalardan kendimi hiç farkında olmadan korumuştum o ana kadar. 34
..içinde senin olmadığın bir hayat beni hiç cezbetmiyordu. 34
Eksik olan sendin...
İstediğin zaman eskisi gibi bana ulaşamamak seni kışkırtıyordu. Artık ulaşılamayan, merak edilen, güvenilmez ve tahrik eden kadındım. 36
Seni inkar ederek içimde korumaya çalışıyordum. 37
Açlığını duyduğum senin sevgindi, cinsellik değil.. Ne onda, ne başka birinde, nede dünya üzerinde hiçbir yerde olmayan, sadece ruhunun o karanlık, o binbir gizemle dolu bahçesinde gezinirken hissedebildiğim sevgin.. 38
İçimdeki masumiyeti ve kanayan benliği bu kadar iyi saklardım işte ondan.. 40
Bense seni hep inkar ettim, elimde kalan son sevgiyi, son masumiyeti koruyabilmek için.. 41
Sevgi öğretilmemişti ona. Hep acımasız ve sağlam olmaya zorlamıştı onu hayat. 41
Hayatımda olmasan da, yalnız uzaktaki varlığının düşüncesiyle.. 42
En büyük dert kimi özlediğini, kimi sevdiğini bilememekmiş.. 47
Kendim deyince aklıma o sahipsiz sızı geliyor. Kendim deyince, sen artık yaşama, sen artık duygularını yitirdin, bir daha hiçbir zaman eskisi gibi sevemeyeceksin, diyen o ses geliyor aklıma. 47
Kendi yalnızlığıma bakmaz, başkalarının yalnızlığını çözmeye çalışırdım. 48
Tek bildiğim savaşmam gerektiğiydi ve kazanmam..Duygularımı, hayallerimi gizleyip kazanmam.. 49
Öyle büyüktü ki özlediğim sevgi, ona kavuşabilmek için hep bir başkası gibi yaşadım. Yıllarca sevgiyi özlerken, sanki ona hiç ihtiyacım yokmuş gibi davrandım. 49
Ben bu dünyada kendime bir yer ararken, sen sevgiyi hep yanlış yerlerde aramışsın. 51
Yüreğimdeki kum saatini, o göz açıp kapayıncaya kadar geçen "sen" den, sanki asırlarca tükenmek bilmeyen "sensizliğe" tersyüz ederek gittin. 53
..hayranlığımın yavaş yavaş aşka dönüşünü ürkekçe gizleyerek...
Tüm ısrarlarına rağmen, bu eşsiz büyüyü bozmaktan çekinip, aylarca seni bir kez bile aramamaktı. 55
Seni sevmek, ait olduğun gökyüzünde seni özgür bırakmaktı.
Sevmek, ruhumun tek sahibi olan seni sahiplenmemeye kanaya kanaya razı olmaktı. 57
Sonra sevmek, yaralı kadınlığımı başka yüreklerle avutma yanılgısına kapılmak oldu. (S:59) 59
Kimseye veremedim yüreğimi. Ne zaman baksalar içime, yüreğimin kırık aynasında kendilerinin değil, senin yüzünün aksini gördüler hep. 60
Arzuladığım ne varsa herşey karşılıksız kaldı bu hayatta. 65
Senin o affedemediğin kalbinde yatıyor benim tek ve gerçek sevgim. 67
Tanıdığımısandığım insanlar öylesine çabucak değişiyor ki.. İnsanları tanımakta zorlanınca, bütün öfkem, bütün kırgınlığım kendime yöneliyor. 70
Sırf kalemini değdirdiğin için atmaya kıyamadığım bu kağıtlar.. 76
Asıl çektiğim acı buydu aslında, yanındayken kendimi yine de senden çok uzaklarda hissetmemdi. 82
Mükemmellik, kaybedeni çok, anlamsız ve haksız bir yarıştır. 83
Yıllardır ruhumun gurbetinde yaşamaktan tükendim. 87
Tıpkı İstanbul gibiydin; Sana dokunmak, sana kapılmak, sana tapmak yenilgiyi daha baştan kabul etmekti. 92
Herşeyi derinden hissedebilmek için korunaksız, zırhsız bırakmıştım kendimi. 97
Çünkü aradığım aşkı bulamadım bu hayatta. 101
Aramızda en çok kullandığımız kelime ayrılıktı. 108
Karakterim, sevgimle onun sevgisi arasında sanki imkansız bir uçurum gibi açılıyordu. 109
Sevgiliyle geçirilen en sıradan an bile bir mucize gibidir. Asla tüketemez; asla sıkılamazsın. 139
Aşkını bilinçaltımda da yaşadığımı fark etmiyorsun. 148
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz