The Secret (Sır)
1 sayfadaki 1 sayfası
The Secret (Sır)
Evrenin yasalari vardir ve herkese esit
davranir. Biri bir binanin en üst katindan düstügünde, evren onun iyi
yada kötü biri olmasina bakmaz, Yerçekimi Yasa’sina tabi olarak yere
çakilir. Çekim Yasasi da herkes için ayni ölçüde geçerlidir.
·“Düsünceler Somutlasir!..”
(okudugunuza, seyrettiginize, dinlediginize,
söylediginize .. dikkat edin.. Bunlarin hepsi sizin düsüncelerinizdir
ve gerçek olabilirler!) Unutmayin ki, bütün icatlar tek bir düsünceyle
baslamistir.
Yasaminiz, sahip oldugunuz baskin düsüncelerin aynasidir. En çok neleri düsünüyorsunuz?
Çekim Yasasi; sizin iyi ya da kötü bir insan
olmanizla, düsüncenizin iyi yada kötü olmasiyla, seçtiginiz cümlenin
iyi yada kötü olmasiyla ilgilenmez, onu olumlu olarak algilar ve
gerçeklestirmek istediginizi varsayarak gerçeklestirir. “Parasiz kalmak
istemiyorum” cümlenizi “parasiz kalmak istiyorum”, sismanlamak
istemiyorum” cümlenizi “sisman olmak istiyorum” seklinde algilar ve onu
gerçeklestirir.
Düsünceler manyetiktir ve birer frekanslari
vardir. Ve ayni frekanstaki düsünceleri, manyetik güçlerin etkisiyle
size dogru çeker-kaynagina. Zihninizde bir seyi net olarak
belirlediginiz zaman, onlari kendinize çeken bir miknatisa dönüsürsünüz
ve istekleriniz de size dogru manyetize olur. Hayatinizdaki bir seyi
degistirmek için, düsünce frekansinizi, yayininizi degistirin.
Düsüncelerinizle sadece ve sadece kendinize
zarar verebilir yada sadece kendinizi mutlu edebilirsiniz! Sevgiyi
düsündügünüzde, en yüksek frekanstasinizdir.
·Hislerimiz;
ne düsündügümüzden haberdar olmamiz için bize
verilmis en müthis armagandir. Iyi düsünürken kötü hissetmeniz
imkansizdir. Duygulariniza dikkat edin ve olumsuz hislere sahipseniz
hemen farkedip olumlu düsünce ile degistirin! Olumlu duygular yasadikça
(sevinç, minnettarlik ve sevgi…) daha fazla olumlu duygu ve olguyu
yasaminiza çekeceksiniz.
Hislerimiz; gelisme gösterip göstermedigimiz ya
da dogru yolda mi yoksa yanlis yolda mi oldugumuz konusunda bize geri
bildirim saglayan bir mekanizmadir. Bir düsünceyi “sürekli” aklimizdan
geçirdigimizde; bu mesaj derhal evrene yollanir. Böylece sözkonusu
düsünce gider, manyetik olarak benzer frekansa baglanir ve birkaç
saniye içinde o frekansa dair bilgileri hislerimiz araciligiyla bize
geri gönderir. Diger bir deyisle hislerimiz, hangi frekansta oldugumuzu
anlamamiz için Evrenin bize gönderdigi bilgilerden olusan bir iletisim
biçimidir. Hislerimiz bize ait bir frekansla geribildirim
mekanizmasidir. Iyi seyler hissettigimizde Evren’den bize geri gelen
haber “iyi seyler düsünüyorsun” olur.
Kötü seyler hissettigimizde Evren bize “kötü
seyler düsünüyorsun”, “Dikkat! su an düsündügün seyi degistir. Olumsuz
frekans kayitta. Frekansi degistir. Dikkat! Geri sayim baslamistir”
der. Bir daha kötü seyler hissettiginizde Evren’in sinyaline kulak
verin. O an, size gelen iyilikleri “olumsuz frekansta oldugunuz için
engellediginiz an’dir.” Derhal olumlu düsüncelere yogunlasin, kendinizi
iyi hissetmeye basladiginiz anda yeni bir frekansa geçtiginizi;
Evren’in de bunu onaylayarak size olumlu hisler gönderdigini
anlayacaksiniz.
Kendini mutsuz, öfkeli ya da üzgün
hissediyorsan, bunu kolayca degistirebilirsin: Sarki söyleyerek,
sevdigin birini ya da bir bebegi düsünerek, güzel anilari hatirlayarak,
evcil bir hayvana severek, çiçek koklayarak, agaçlara dokunarak..
birini seç ve öylece kal..
Güne güzel baslar ve mutluluk duygusu içinde
kalirsaniz, herhangi bir seyin ruh halinizi degistirmesine izin
vermediginiz sürece, çekim yasasi geregince, yasadiginiz mutluluk
duygusunu sürekli kilacak bir çok durumu ve insani kendinize çekersiniz.
Düsündükleriniz çok baglayici olmayabilir ama
hissettiklerinizi aynen alirsiniz. Duygularinizda yapacaginiz basit bir
degisiklik, günlerinizi ve hayatinizi tümden degistirebilir.
“Su an kendime çektigim sey nedir?” “…” Peki
kendinizi nasil hissediyorsunuz? “Iyi hissediyorum.” O zaman devam
edin. Kendinizi iyi hissediyorsaniz, mutlaka iyi seyler
düsünüyorsunuzdur. Böyle durumlarda ilerleme kaydeder, daha çok iyiligi
size geri getirerek kendinizi iyi hissetmenizi saglayacak güçlü bir
frekans yayarsiniz. Kendinizi iyi hissediyorsaniz, arzulariniz
dogrultusunda bir gelecek yaratiyorsunuz demektir.
Mutlu oldugunuz, kendinizi iyi hissettiginiz
zamanlari degerlendirin. Mutlu oldugunuzda, daha çok iyi seyi, güçlü
bir biçimde kendinize çekeceginizi unutmayin.
Duygu ve düsüncelerinize gerçek anlamda hakim
olmaya basladiginizda, kendi gerçeginizi nasil yarattiginizi da
göreceksiniz! Bagimsizliginizin ve gücünüzün kaynagi buradadir.
Siz, kendi yasaminizin Michelangelo’susunuz ve siz kendi yasaminizin saheserisiniz.
Dünyanin Sirri:
Hayatiniz sizin tarafinizdan kesfedilmeyi
bekliyor.. Evren sizin dostunuzdur.. “Hayat çok kolay. Hayat çok
güzel.. Iyi olan ne varsa bana geliyor” diye haykirmaya baslayin.
Içinizin derinliklerinde sizin tarafinizdan kesfedilmeyi bekleyen bir
gerçek var: Yasamin size sundugu tüm iyi seyleri hakettiginiz “gerçegi.
Bütün iyi seyler dogustan hakkinizdir! Anahtar ise sizin duygu ve
düsünceleriniz. Bu anahtar hep sizdeydi! Siz kendi kendinizin
yaraticisisiniz; çekim yasasi ise, yasamak istediginiz her seyi
yaratmak için sahip oldugunuz olaganüstü donaniminiz. Hayatin büyüsüne
ve Kendi ihtisaminiza hos geldiniz!
Size düsen istemek, istediginizi almakta
oldugunuza inanmak ve kendinizi mutlu hissetmek. Arzulariniza ulasmak
için onlara yer açin, bu sinyalinizi Evren muhakkak alir. Dileginizle
davranislarinizin uyumlu olmasina dikkat ederek “dileginiz gerçekten
olmus gibi yasayin”.
Istediginiz sey ne olursa olsun, su an
görünmeyen alanda mevcuttur. Eger o seye sahip degilsek, tek sebebi
onun bize gelmesini, düsüncelerimizle, inançlarimizla (haketmedigimiz
inanci, imkansiz oldugu inanci, karakterimiz bozulur inanci vs) bizim
durdurmus olmamizdandir. Siz, SIMDI isteginize, bolluk berekete,
mutluluga odaklanin, inanin.. o size muhakkak gelecektir.
Düsüncelerinizi ve frekansinizi mutluluga
ayarlayin. Içinizdeki mutluluk ve nese duygusunu disari yansitarak, bu
sinyalleri tüm gücünüzle Evren’e iletin, dünya üzerindeki gerçek
cenneti yasayacaginizi göreceksiniz.
“Neye karsi koyarsan, o israrla olmaya devam eder.”
Herhangi bir seye direnmek, yayinlanmis
görüntüleri degistirmeye çalismaya benzer. Bos yere ugrasmis olursunuz,
asil yapmaniz gereken; duygu ve düsüncelerinizle yeni sinyaller
göndererek yeni görüntüler olusturmak için kollari sivamaktir. Savas
karsitiysaniz; bundan vazgeçerek baris yanlisi olun. Açliga
karsiysaniz; insanlarin tüketebileceklerinden fazla yiyecek
bulmalarindan yana olun. Bir politikaciya karsi oldugunuzda ise, onun
rakibini destekleyin. Seçimler genellikle, insanlarin karsi çiktigi
politikacinin lehine sonuçlanir; çünkü o odak noktasi olmus ve bütün
enerjiyi çekmistir. Dünyadaki hersey tek bir düsünceyle basladi. Büyük
seyler daha da büyür, çünkü bir kez ortaya çiktiktan sonra daha çok
insan tarafindan düsünülürler. Sonra bu düsünce ve duygular, sözkonusu
sonucu hayatimizda tutarak daha da büyümesini saglarlar. Zihinlerimizi
o düsüncelerden uzaklastirir, sevgiye odaklarsak, o sonuç olusmaz,
buharlasip gider.
Hayatiniza birseyleri çekmek istediginizde; davranislarinizin arzularinizla çelismediginden emin olun.
Mevcut kosullari nedeniyle kendisini
sikistirilmis, hapsedilmis hisseden bir çok insan vardir. Su anki
kosullariniz ne olursa olsun, onlar yalnizca SIMDIKI gerçekliginiz ve
bu gerçekleriniz SIR’ri kullanmaya baslamaniz sebebiyle degismeye
baslayacak.
Arzu etmek sizi arzuladiginiz nesneyle birlestirir, ummak ise onu hayatiniza dogru çeker.
Isteklerinizi gerçeklestirmek Evren’in hiç zamanini almaz. Evren 1milyon dolari da 1 dolari da ayni kolaylikla hayata geçirir.
Bir fincan kahve ya da tanidiginiz birini görmek
gibi küçük seylerle baslamak, çekim yasasinin isledigini görmenin en
kolay yollarindan biridir. Kendinize çekme konusunda sahip oldugunuz
güze dair deneyim edindikten sonra, daha büyük seyler yaratma konusuna
geçersiniz.
En çok düsündügünü (odaklandigini)
tekrarladigin taktirde (israr)
ayni frekansta olarak (benzer benzeri çeker)
zihninde bosluk yaratirsan (huzur)
mutlaka gerçeklestirirsin.
davranir. Biri bir binanin en üst katindan düstügünde, evren onun iyi
yada kötü biri olmasina bakmaz, Yerçekimi Yasa’sina tabi olarak yere
çakilir. Çekim Yasasi da herkes için ayni ölçüde geçerlidir.
·“Düsünceler Somutlasir!..”
(okudugunuza, seyrettiginize, dinlediginize,
söylediginize .. dikkat edin.. Bunlarin hepsi sizin düsüncelerinizdir
ve gerçek olabilirler!) Unutmayin ki, bütün icatlar tek bir düsünceyle
baslamistir.
Yasaminiz, sahip oldugunuz baskin düsüncelerin aynasidir. En çok neleri düsünüyorsunuz?
Çekim Yasasi; sizin iyi ya da kötü bir insan
olmanizla, düsüncenizin iyi yada kötü olmasiyla, seçtiginiz cümlenin
iyi yada kötü olmasiyla ilgilenmez, onu olumlu olarak algilar ve
gerçeklestirmek istediginizi varsayarak gerçeklestirir. “Parasiz kalmak
istemiyorum” cümlenizi “parasiz kalmak istiyorum”, sismanlamak
istemiyorum” cümlenizi “sisman olmak istiyorum” seklinde algilar ve onu
gerçeklestirir.
Düsünceler manyetiktir ve birer frekanslari
vardir. Ve ayni frekanstaki düsünceleri, manyetik güçlerin etkisiyle
size dogru çeker-kaynagina. Zihninizde bir seyi net olarak
belirlediginiz zaman, onlari kendinize çeken bir miknatisa dönüsürsünüz
ve istekleriniz de size dogru manyetize olur. Hayatinizdaki bir seyi
degistirmek için, düsünce frekansinizi, yayininizi degistirin.
Düsüncelerinizle sadece ve sadece kendinize
zarar verebilir yada sadece kendinizi mutlu edebilirsiniz! Sevgiyi
düsündügünüzde, en yüksek frekanstasinizdir.
·Hislerimiz;
ne düsündügümüzden haberdar olmamiz için bize
verilmis en müthis armagandir. Iyi düsünürken kötü hissetmeniz
imkansizdir. Duygulariniza dikkat edin ve olumsuz hislere sahipseniz
hemen farkedip olumlu düsünce ile degistirin! Olumlu duygular yasadikça
(sevinç, minnettarlik ve sevgi…) daha fazla olumlu duygu ve olguyu
yasaminiza çekeceksiniz.
Hislerimiz; gelisme gösterip göstermedigimiz ya
da dogru yolda mi yoksa yanlis yolda mi oldugumuz konusunda bize geri
bildirim saglayan bir mekanizmadir. Bir düsünceyi “sürekli” aklimizdan
geçirdigimizde; bu mesaj derhal evrene yollanir. Böylece sözkonusu
düsünce gider, manyetik olarak benzer frekansa baglanir ve birkaç
saniye içinde o frekansa dair bilgileri hislerimiz araciligiyla bize
geri gönderir. Diger bir deyisle hislerimiz, hangi frekansta oldugumuzu
anlamamiz için Evrenin bize gönderdigi bilgilerden olusan bir iletisim
biçimidir. Hislerimiz bize ait bir frekansla geribildirim
mekanizmasidir. Iyi seyler hissettigimizde Evren’den bize geri gelen
haber “iyi seyler düsünüyorsun” olur.
Kötü seyler hissettigimizde Evren bize “kötü
seyler düsünüyorsun”, “Dikkat! su an düsündügün seyi degistir. Olumsuz
frekans kayitta. Frekansi degistir. Dikkat! Geri sayim baslamistir”
der. Bir daha kötü seyler hissettiginizde Evren’in sinyaline kulak
verin. O an, size gelen iyilikleri “olumsuz frekansta oldugunuz için
engellediginiz an’dir.” Derhal olumlu düsüncelere yogunlasin, kendinizi
iyi hissetmeye basladiginiz anda yeni bir frekansa geçtiginizi;
Evren’in de bunu onaylayarak size olumlu hisler gönderdigini
anlayacaksiniz.
Kendini mutsuz, öfkeli ya da üzgün
hissediyorsan, bunu kolayca degistirebilirsin: Sarki söyleyerek,
sevdigin birini ya da bir bebegi düsünerek, güzel anilari hatirlayarak,
evcil bir hayvana severek, çiçek koklayarak, agaçlara dokunarak..
birini seç ve öylece kal..
Güne güzel baslar ve mutluluk duygusu içinde
kalirsaniz, herhangi bir seyin ruh halinizi degistirmesine izin
vermediginiz sürece, çekim yasasi geregince, yasadiginiz mutluluk
duygusunu sürekli kilacak bir çok durumu ve insani kendinize çekersiniz.
Düsündükleriniz çok baglayici olmayabilir ama
hissettiklerinizi aynen alirsiniz. Duygularinizda yapacaginiz basit bir
degisiklik, günlerinizi ve hayatinizi tümden degistirebilir.
“Su an kendime çektigim sey nedir?” “…” Peki
kendinizi nasil hissediyorsunuz? “Iyi hissediyorum.” O zaman devam
edin. Kendinizi iyi hissediyorsaniz, mutlaka iyi seyler
düsünüyorsunuzdur. Böyle durumlarda ilerleme kaydeder, daha çok iyiligi
size geri getirerek kendinizi iyi hissetmenizi saglayacak güçlü bir
frekans yayarsiniz. Kendinizi iyi hissediyorsaniz, arzulariniz
dogrultusunda bir gelecek yaratiyorsunuz demektir.
Mutlu oldugunuz, kendinizi iyi hissettiginiz
zamanlari degerlendirin. Mutlu oldugunuzda, daha çok iyi seyi, güçlü
bir biçimde kendinize çekeceginizi unutmayin.
Duygu ve düsüncelerinize gerçek anlamda hakim
olmaya basladiginizda, kendi gerçeginizi nasil yarattiginizi da
göreceksiniz! Bagimsizliginizin ve gücünüzün kaynagi buradadir.
Siz, kendi yasaminizin Michelangelo’susunuz ve siz kendi yasaminizin saheserisiniz.
Dünyanin Sirri:
Hayatiniz sizin tarafinizdan kesfedilmeyi
bekliyor.. Evren sizin dostunuzdur.. “Hayat çok kolay. Hayat çok
güzel.. Iyi olan ne varsa bana geliyor” diye haykirmaya baslayin.
Içinizin derinliklerinde sizin tarafinizdan kesfedilmeyi bekleyen bir
gerçek var: Yasamin size sundugu tüm iyi seyleri hakettiginiz “gerçegi.
Bütün iyi seyler dogustan hakkinizdir! Anahtar ise sizin duygu ve
düsünceleriniz. Bu anahtar hep sizdeydi! Siz kendi kendinizin
yaraticisisiniz; çekim yasasi ise, yasamak istediginiz her seyi
yaratmak için sahip oldugunuz olaganüstü donaniminiz. Hayatin büyüsüne
ve Kendi ihtisaminiza hos geldiniz!
Size düsen istemek, istediginizi almakta
oldugunuza inanmak ve kendinizi mutlu hissetmek. Arzulariniza ulasmak
için onlara yer açin, bu sinyalinizi Evren muhakkak alir. Dileginizle
davranislarinizin uyumlu olmasina dikkat ederek “dileginiz gerçekten
olmus gibi yasayin”.
Istediginiz sey ne olursa olsun, su an
görünmeyen alanda mevcuttur. Eger o seye sahip degilsek, tek sebebi
onun bize gelmesini, düsüncelerimizle, inançlarimizla (haketmedigimiz
inanci, imkansiz oldugu inanci, karakterimiz bozulur inanci vs) bizim
durdurmus olmamizdandir. Siz, SIMDI isteginize, bolluk berekete,
mutluluga odaklanin, inanin.. o size muhakkak gelecektir.
Düsüncelerinizi ve frekansinizi mutluluga
ayarlayin. Içinizdeki mutluluk ve nese duygusunu disari yansitarak, bu
sinyalleri tüm gücünüzle Evren’e iletin, dünya üzerindeki gerçek
cenneti yasayacaginizi göreceksiniz.
“Neye karsi koyarsan, o israrla olmaya devam eder.”
Herhangi bir seye direnmek, yayinlanmis
görüntüleri degistirmeye çalismaya benzer. Bos yere ugrasmis olursunuz,
asil yapmaniz gereken; duygu ve düsüncelerinizle yeni sinyaller
göndererek yeni görüntüler olusturmak için kollari sivamaktir. Savas
karsitiysaniz; bundan vazgeçerek baris yanlisi olun. Açliga
karsiysaniz; insanlarin tüketebileceklerinden fazla yiyecek
bulmalarindan yana olun. Bir politikaciya karsi oldugunuzda ise, onun
rakibini destekleyin. Seçimler genellikle, insanlarin karsi çiktigi
politikacinin lehine sonuçlanir; çünkü o odak noktasi olmus ve bütün
enerjiyi çekmistir. Dünyadaki hersey tek bir düsünceyle basladi. Büyük
seyler daha da büyür, çünkü bir kez ortaya çiktiktan sonra daha çok
insan tarafindan düsünülürler. Sonra bu düsünce ve duygular, sözkonusu
sonucu hayatimizda tutarak daha da büyümesini saglarlar. Zihinlerimizi
o düsüncelerden uzaklastirir, sevgiye odaklarsak, o sonuç olusmaz,
buharlasip gider.
Hayatiniza birseyleri çekmek istediginizde; davranislarinizin arzularinizla çelismediginden emin olun.
Mevcut kosullari nedeniyle kendisini
sikistirilmis, hapsedilmis hisseden bir çok insan vardir. Su anki
kosullariniz ne olursa olsun, onlar yalnizca SIMDIKI gerçekliginiz ve
bu gerçekleriniz SIR’ri kullanmaya baslamaniz sebebiyle degismeye
baslayacak.
Arzu etmek sizi arzuladiginiz nesneyle birlestirir, ummak ise onu hayatiniza dogru çeker.
Isteklerinizi gerçeklestirmek Evren’in hiç zamanini almaz. Evren 1milyon dolari da 1 dolari da ayni kolaylikla hayata geçirir.
Bir fincan kahve ya da tanidiginiz birini görmek
gibi küçük seylerle baslamak, çekim yasasinin isledigini görmenin en
kolay yollarindan biridir. Kendinize çekme konusunda sahip oldugunuz
güze dair deneyim edindikten sonra, daha büyük seyler yaratma konusuna
geçersiniz.
En çok düsündügünü (odaklandigini)
tekrarladigin taktirde (israr)
ayni frekansta olarak (benzer benzeri çeker)
zihninde bosluk yaratirsan (huzur)
mutlaka gerçeklestirirsin.
Geri: The Secret (Sır)
· Zihinde huzur yaratmak için: Günlük 3-10
dakikalik meditasyonla basla. Örnegin baslangiçta “düsüncelerimin
efendisiyim” cümlesiyle niyet çalismasi yaparsan, düsüncelerin üzerinde
farkindalik kazanirsin. Zihninde huzur yaratirsan, ona hakim
olabilirsin.
·Uyumadan önce pozitif ve olmasini istediginiz
seyleri düsünün.. Çekim Yasasi kuvvetleri, biz uykudayken, en son
düsündüklerimiz üzerinde çalisir.
Uykuya dalmadan önce o gün yasadiklarinizi
düsünün. Istediginiz gibi gitmeyen bir olay ya da an olduysa, bunu da
zihninizin içinde sizi mutlu edecek biçimde gelismis gibi yeniden
düsünün. Bu olaylari beyninizde tam istediginiz gibi yeniden
yarattiginizda, o günün frekansini temizleyerek ertesi gün için yeni
bir frekans yaymaya baslarsiniz. Böylece, geleceginiz için kendi
isteginiz dogrultusunda yeni görüntüler olusturmus olursunuz.
Paranin Sirri:
Para kazanmak için para verin. Çünkü bir seyi
verdiginiz zaman; “bende daha çok var” demis olursunuz. Insan bir seyi
tüm kalbiyle verdiginde, yapabilecegi en keyifli isiyapmis olur ve
çekim yasasi bu sinyali yakalayarak daha bile fazlasini hayata geçirir.
Begendiginiz birsey gördügünüzde “buna gücüm yeter” deyin ve içinizde
yeterlilik, iyi duygular olusturun.
·Iliskilerin Sirri:
Bir iliskiyi kendinize çekmek istediginizde;
düsünceleriniz, sözleriniz, davranislariniz ve yasadiginiz mekanin bu
arzunuzla çelismediginden emin olun.. Mükemmel esini hayatina çekmek
isteyen bir kadinin öyküsüyle örneklersek: O bunun için gereken her
seyi dogru biçimiyle uygulamisti: Bulmak istedigi esin niteliklerini
kafasinda netlestirmis, bunlara dair ayrintili bir liste hazirlamis ve
onunla birlikte yasamak istedigi hayati zihninde canlandirmisti. Tüm
bunlari yapmis olmasina ragmen, bekledigi esle ilgili herhangi bir
hareket yoktu. Bir gün eve geldiginde arabasini garajin ortasina park
ederken, mükemmel esine park yeri birakmadigini fark etmisti. Böylece
garajda onun arabasina yer birakacak sekilde park etti. Tikis tikis
dolu gardrobunda onun esyalarina yer birakmamisti, giysilerinin bir
kismini oradan alarak ona yer açti, yatagin ortasinda yatmaktan
vazgeçip kendi tarafinda yatmaya basladi. Bu hikayesini Sir’rin
ögretmenlerinden Mike Dooley’e anlattigi sirada, mükemmel esi yaninda
oturuyordu ve mutlu bir evlilik yaptilar.
Herkes kendi mutlulugundan sorumludur.
Kendinizden siz sorumlusunuz. Önce kendinizi doyurmadiginiz sürece,
baskasina verecek bir seyiniz olmaz.
Kendinize, baskalarinin size davranmasini istediginiz gibi davranin.
Kendinizi sevip sayin. Kendi kendinizi mutlu
etmeye zaman ayirin. Davranislariniz etkili düsüncelerinizdir; bu
yüzden kendinize sevgi ve saygiyla yaklasin ki, degerli ve iyi seyleri
hakeden biri oldugunuz sinyali Evren’e yayilsin.. ve siz bu frekansa
geçin. Böylece Çekim Yasasi tüm Evren’i harekete geçirecek, hayatiniz
sizi sevip sayan insanlarla dolup tasacak.
Kendinizi kötü hissettiginizde, sevginin size
ulasmasini engellemekle kalmiyor, size kendinizi kötü hissettirecek
insanlari ve durumlari da daha fazla kendinize çekiyorsunuz. Kendinizde
begendiginiz özellikerinize odaklandiginizda, çekim yasasi sizinle
ilgili bu güzellikleri artirarak size döndürecektir.
Sevgiyi elde etmek için… içinizi onunla öyle bir
doldurun ki; sevgiyi çeken bir miknatis olun.. Kendinizden hosnut
oldugunuzda, Evren’de sizin için var olan tüm sevgi ve iyilik
hayatiniza akmaya baslar. Çünkü; iyiliginize olan her sey; saglik,
zenginlik, ask dahil, her bir konu mutluluk, mutlu olma frekansindadir.
Sevdiginiz zaman Evren’le tam ve katisiksiz bir uyum içinde
oluyorsunuz. Yalnizca sevdiginiz seylere odaklanin, sevgiyi hissedin; o
sevginin ve mutlulugun size gerei gelecegini göreceksiniz. Hem de
katlanmis olarak! Çünkü Çekim Yasasi böyle çalisir.
Bir iliskiyi yürütebilmek için; o iliskinin
diger öznesine dair yakinmalariniza degil, onun takdir ettiginiz
yönlerine odaklanin. Bu güçlendirici unsurlara odaklandiginizda, onlar
çogalarak size geri gelecekler.
·Sagligin Sirri:
Fiziksel yapimiz hastaligi; bize durumumuz
hakkinda bilgi vermek, bakis açimizin dengesinin bozuldugunu, sevgi ve
sükran duygularimizi kaybetmeye basladigimizi bildirmek için yaratir.
Sevmek ve sükretmek, denizleri ikiye ayirabilir, daglari yerinden
oynatabilir, mucizeler yaratabilir. Sevgi ve sükran, tüm hastaliklari
ortadan kaldirabilir. Ve gülmek, gerçekten en iyi ilaçtir.
Hepimiz içimizde kurulu temel bir programla
dünyaya geliyoruz. Buna “kendi kendini iyilestirme” deniyor.
Yaralandigimizda yaralar kendiliginden kapaniyor, bakteriyel enfeksiyon
geçirdigimizde bagisiklik sistemimiz kendi kendine iyilestiriyor.
Bagisiklik sistemi kendi kendisini iyilestirmek için tasarlanmistir.
Duygusal açidan saglikli bir vücutta hiç bir hastalik barinamaz.
Vücudunuz her saniye milyonlarca hücreyi yeniler ve ayni zamanda
milyonlarca yeni hücre yaratir. Insanin karsilastigi tüm kötülüklerin,
hastaligin, fakirligin ve mutsuzlugun nedeni, kusurlu düsüncelerdir.
Olumsuz düsüncelerin ve stresin, insan bedenine ve beyin
fonksiyonlarina ciddi zararlar verdigi ispatlanmistir. Bunun nedeni;
duygu ve düsüncelerimizin sürekli bir araya gelip, yeniden organize
olup bedenimizi bastan yaratmalaridir.
Yaslanmaya dair tüm inanislar bizim zihnimizden
kaynaklanir, bu yüzden bu düsünceleri bilincinizden atarak, ebedi
gençlik ve saglik fikri üzerinde yogunlasin. Toplumun hastalik ve
yaslilik konusunda verdigi mesajlari dinlemeyin. Vücudunuzun sadece bir
kaç aylik oldugunu, tipki bir çocugunki gibi esnek ve mükemmel oldugunu
düsünün. Mükemmel sagliga, mükemmel bir vücuda, mükemmel bir kiloya ve
sonsuz gençlige ulasacak sekilde düsünebilirsiniz. Sürekli mükemmelligi
düsünerek bunu gerçeklestirebilirsiniz.
Etrafinizda ne olursa olsun, parmaginizla “mutlu hissetme dügmesi”ne basin ve basili kalsin.
“Mükemmel sagliga ve mutluluga odaklanmak”,
disarida ne olanlara, basimiza gelebileceklere ragmen hepimizin kendi
içinde yapabilecegimiz bir seydir.
Hastaliklardan bahseden birini dinlediginizde,
buna odaklandiginiz için siz de hastaligi davet edersiniz. Ayrica onun
hastaliginin ilerlemesi yönünde enerji vermis olursunuz. Bu durumdaki
birine yardimci olmak istiyorsaniz; sohbet konusunu elinizden
geldigince güzel seylere yönlendirin ya da kendi yolunuza gidin. Oradan
uzaklasirken ise; o insanin saglikli oldugunu imgeleyerek ve hissederek
ona güç ve enerji verin, gerisini akisa birakin.
Unutmayin, Evren’de zaman ve boyut yoktur. Bu
yüzden bir hastaligi iyilestirmek de, bir sivilceyi iyilestirmek kadar
kolaydir. Herhangi bir sikintiyi kendinize çektiginizde, onu bir
sivilce boyutuna indirin, tüm olumsuz düsünceleri kafanizdan atin ve
sagligin mükemmelligine odaklanin. Michael Bernard Beckwith “Kendi
kendine iyilesen böbrekler, yok olan kanserler gördüm. Görme
yeteneginin arttigina ve geri kazanildigina da sahit oldum..”
“Hikayem 10 mart 1981’de basliyor. O gün
gerçekten hayatim degisti. Asla unutmayacagim bir gündü. Uçak kazasi
geçirmis ve tamamen felç olmus bir vaziyette hastaneye yatirilmistim.
Omuriligim ezilmis, birinci ve ikinci boyun omurlarim kirilmisti. Yutma
refleksim yokoldugundan bir sey yiyip içemiyor, diyaframim
zedelendiginden nefes alip veremiyordum. Yapabildigim tek sey gözlerimi
kirpmakti. Doktorlar ömrümün geri kalanini bitkisel hayatta
geçirecegimi söylediler tabii. Bundan sonra yapabilecegim tek sey
gözlerimi kirpmak olacakti. Bana baktiklarinda gördükleri tablo bu
olmasina ragmen, onlarin ne düsündügünün bir önemi yoktu. Asil önemli
olan, benim ne düsündügümdü. Kendimi yeniden normal bir insan gibi o
hastaneden çikip giderken hayal ettim. Hastanede yatarken yapabilecegim
tek sey zihnimi çalistirmakti ve suurunuz yerinde olduktan sonra,
gerisini tekrar eski haline getirebilirsiniz. Solunum cihazina bagli
yasiyordum.Doktorlar diyaframim parçalandigi giçin bir daha asla kendi
kendime nefes alamayacagimi söylemislerdi ama içimdeki küçük bir ses
bana “derin nefes al, derin nefes al” diyordu. Sonunda solunum
cihazindan çikarildim. Doktorlar bu duruma bir açiklama getiremediler.
Bense, beni amacimdan ya da zihnimde canlandirdigim görüntüden
uzaklastiracak herhangi bir seyin aklima girip dikkatimi dagitmasina
izin veremezdim. Noel’de hastaneden yürüyerek çikmayi kendime hedef
koymustum ve bunu basardim. Kendi iki ayagim üzerinde yürüyerek
hastaneden çiktim. Bunun olamayacagini söylemislerdi. O günü asla
unutmayacagim. Su an disarida bulunan ve aci çeken insanlari düsünerek
hayat hikayemi özetlemem ve onlara hayatta neler yapabileceklerini
kisaca anlatmam gerekseydi; her seyi dört sözcükte toplayarak
özetlerdim “insan düsündügü sey olur.” Morris Goodman – Yazar ve
Uluslararasi Konusmaci
·Evren bolluk içindedir.
Iyi seyler asla bitip tükenmez. Hakikat,
iyiligin insanlarin ihtiyaç duydugundan fazla oldugudur. Gerekenden
daha fazla yaratici güç, gerekenden daha fazla güç, gerekenden daha
fazla sevgi, gerekenden daha fazla mutluluk var. Bütün bunlar, sinirsiz
dogasini fark eden bir beyin sayesinde ortaya çikmaya basladi.
Kaynaklarin yetersiz oldugunu düsünmek, dis görüntüye bakip, her seyin
disardan geldigini düsünmektir. Böyle yaptiginizda göreceginiz en kesin
sey, yetersizlik ve sinirlama olacaktir. Artik varolan hiç bir seyin
disaridan gelmedigini, her seyin önce içeriden düsünmek ve hissetmekle
olusturuldugunu biliyor musunuz? Düsünme yeteneginiz sinirsiz olduguna
göre, düsünerek yasama tasiyacaklariniz da sinirsizdir ve bu herkes
için geçerlidir.. Bunu gerçekten kavradiginizda, kendi sinirsiz
dogasinin farkinda olan bir beyinle düsünüyor olacaksiniz.
Evren çekim yasasi araciligiyla herkese her seyi
sunar, ayricalik yapmaz. Neyi yasamak istediginizi seçme yeteneginiz
var. Kendiniz için bir seçim yapin, çünkü SIZ bunu yapabilecek tek
kisisiniz!
Baska hayatlar için bir sey olusturmaniz mümkün
degil; çünkü onun yerine düsünemezsiniz. Düsüncelerinizi baskalari için
birseyler olusturmaya zorladiginizda, elde edeceginiz sonuç, benzer
olaylari “Kendinize” çagirmak olacaktir. Bu yüzden, birakin onlar da
kendileri için kendi istedikleri hayatlari yaratsinlar.
·Sizin Sirriniz:
Her sey enerjidir. Evreni galaksimiz ve
gezegenimiz, insanlar, sonra bu bedenlerin iç yapilarindaki organ
sistemleri hücreler, molekküller ve atomlar var. Sonra da enerji. Demek
ki Evren’deki her sey aslinda enerji. Evrende’deki en kuvvetli yayin
merkezi sayilmanizin nedeni: Her enerji belli bir frekansla titresir.
Siz de bir enerji oldugunuza göre, belli bir frekansta titresim
yayiyorsunuz; bu frekansi belirleyen ise, herhangi bir zaman diliminde
düsündükleriniz ve hissettikleriniz. Ulasmak istedikleriniz de birer
enerji olduguna göre, onlarin da yaydiklari titresimler var. Ulasmak
istediginiz seyi düsünüp o frekansi gönderdiginizde, istediginiz o seye
ait enerjinin o frekansta titresmesini saglayarak, onu Size
getiriyorsunuz. Evrenin en etkili yayin merkezi sayilmanizin nedeni,
size enerjinizi düsünceleriniz araciligiyla odaklama ve odaklandiginiz
seye ait tiresimleri degistirme gücü verilmis olmasidir; çünkü bu
titresimler o enerjiyi manyetik olarak size çekecektir. Insanlar kendi
manyetik enerjlerini kendileri yönetirler; çünkü frekansi yaratan
unsurlar duygu ve düsüncelerdir, hiç kimse sizin yerinize düsünüp
hissedemez.
·Siz ruhsal bir varliksiniz.
Siz enerjisiniz ve enerji yok edilemez. Enerji
sadece sekil degistirir. Dolayisiyla size ait katiksiz öz, daima
varolacak. Siz sonsuz enerjisiniz.
Bizler genellikle dikkatimizi beden dedigimiz,
fiziksel varligimiza veririz. Aslinda beden sadece ruhumuzu tutar.
Aslinda kimligimizin %99’u görünmez ve ona dokunulmaz. Siz, kendini siz
olarak ifade eden Ebedi Hayat, kozmik bir varliksiniz. Siz; güç,
bilgelik, mükemmelik, görkemsiniz.
Bütün gelenekler size, yaratici kaynagin
imgesinden ve suretinden yaratildiginizi söyler. Bu da, kendi dünyanizi
olusturma konusunda müthis bir potansiyele sahip oldugunuz anlamina
gelir; ve öylesiniz.
Simdiye kadar kendiniz için mükemel ve degerli
seyler olusturmus olabilirsiniz, belki de bunu basaramamissinizdir.
Burada dikkate almanizi istedigim sey su: “Yasaminizda elde ettiginiz
sonuçlar, gerçekten almak istedikleriniz miydi? Size layiklar miydi?
Size layik olmadiklarini düsünüyorsaniz, simdi bunu yapacak güce sahip
oldugunuza göre, bunu degistirmenin tam zamani degil mi?
dakikalik meditasyonla basla. Örnegin baslangiçta “düsüncelerimin
efendisiyim” cümlesiyle niyet çalismasi yaparsan, düsüncelerin üzerinde
farkindalik kazanirsin. Zihninde huzur yaratirsan, ona hakim
olabilirsin.
·Uyumadan önce pozitif ve olmasini istediginiz
seyleri düsünün.. Çekim Yasasi kuvvetleri, biz uykudayken, en son
düsündüklerimiz üzerinde çalisir.
Uykuya dalmadan önce o gün yasadiklarinizi
düsünün. Istediginiz gibi gitmeyen bir olay ya da an olduysa, bunu da
zihninizin içinde sizi mutlu edecek biçimde gelismis gibi yeniden
düsünün. Bu olaylari beyninizde tam istediginiz gibi yeniden
yarattiginizda, o günün frekansini temizleyerek ertesi gün için yeni
bir frekans yaymaya baslarsiniz. Böylece, geleceginiz için kendi
isteginiz dogrultusunda yeni görüntüler olusturmus olursunuz.
Paranin Sirri:
Para kazanmak için para verin. Çünkü bir seyi
verdiginiz zaman; “bende daha çok var” demis olursunuz. Insan bir seyi
tüm kalbiyle verdiginde, yapabilecegi en keyifli isiyapmis olur ve
çekim yasasi bu sinyali yakalayarak daha bile fazlasini hayata geçirir.
Begendiginiz birsey gördügünüzde “buna gücüm yeter” deyin ve içinizde
yeterlilik, iyi duygular olusturun.
·Iliskilerin Sirri:
Bir iliskiyi kendinize çekmek istediginizde;
düsünceleriniz, sözleriniz, davranislariniz ve yasadiginiz mekanin bu
arzunuzla çelismediginden emin olun.. Mükemmel esini hayatina çekmek
isteyen bir kadinin öyküsüyle örneklersek: O bunun için gereken her
seyi dogru biçimiyle uygulamisti: Bulmak istedigi esin niteliklerini
kafasinda netlestirmis, bunlara dair ayrintili bir liste hazirlamis ve
onunla birlikte yasamak istedigi hayati zihninde canlandirmisti. Tüm
bunlari yapmis olmasina ragmen, bekledigi esle ilgili herhangi bir
hareket yoktu. Bir gün eve geldiginde arabasini garajin ortasina park
ederken, mükemmel esine park yeri birakmadigini fark etmisti. Böylece
garajda onun arabasina yer birakacak sekilde park etti. Tikis tikis
dolu gardrobunda onun esyalarina yer birakmamisti, giysilerinin bir
kismini oradan alarak ona yer açti, yatagin ortasinda yatmaktan
vazgeçip kendi tarafinda yatmaya basladi. Bu hikayesini Sir’rin
ögretmenlerinden Mike Dooley’e anlattigi sirada, mükemmel esi yaninda
oturuyordu ve mutlu bir evlilik yaptilar.
Herkes kendi mutlulugundan sorumludur.
Kendinizden siz sorumlusunuz. Önce kendinizi doyurmadiginiz sürece,
baskasina verecek bir seyiniz olmaz.
Kendinize, baskalarinin size davranmasini istediginiz gibi davranin.
Kendinizi sevip sayin. Kendi kendinizi mutlu
etmeye zaman ayirin. Davranislariniz etkili düsüncelerinizdir; bu
yüzden kendinize sevgi ve saygiyla yaklasin ki, degerli ve iyi seyleri
hakeden biri oldugunuz sinyali Evren’e yayilsin.. ve siz bu frekansa
geçin. Böylece Çekim Yasasi tüm Evren’i harekete geçirecek, hayatiniz
sizi sevip sayan insanlarla dolup tasacak.
Kendinizi kötü hissettiginizde, sevginin size
ulasmasini engellemekle kalmiyor, size kendinizi kötü hissettirecek
insanlari ve durumlari da daha fazla kendinize çekiyorsunuz. Kendinizde
begendiginiz özellikerinize odaklandiginizda, çekim yasasi sizinle
ilgili bu güzellikleri artirarak size döndürecektir.
Sevgiyi elde etmek için… içinizi onunla öyle bir
doldurun ki; sevgiyi çeken bir miknatis olun.. Kendinizden hosnut
oldugunuzda, Evren’de sizin için var olan tüm sevgi ve iyilik
hayatiniza akmaya baslar. Çünkü; iyiliginize olan her sey; saglik,
zenginlik, ask dahil, her bir konu mutluluk, mutlu olma frekansindadir.
Sevdiginiz zaman Evren’le tam ve katisiksiz bir uyum içinde
oluyorsunuz. Yalnizca sevdiginiz seylere odaklanin, sevgiyi hissedin; o
sevginin ve mutlulugun size gerei gelecegini göreceksiniz. Hem de
katlanmis olarak! Çünkü Çekim Yasasi böyle çalisir.
Bir iliskiyi yürütebilmek için; o iliskinin
diger öznesine dair yakinmalariniza degil, onun takdir ettiginiz
yönlerine odaklanin. Bu güçlendirici unsurlara odaklandiginizda, onlar
çogalarak size geri gelecekler.
·Sagligin Sirri:
Fiziksel yapimiz hastaligi; bize durumumuz
hakkinda bilgi vermek, bakis açimizin dengesinin bozuldugunu, sevgi ve
sükran duygularimizi kaybetmeye basladigimizi bildirmek için yaratir.
Sevmek ve sükretmek, denizleri ikiye ayirabilir, daglari yerinden
oynatabilir, mucizeler yaratabilir. Sevgi ve sükran, tüm hastaliklari
ortadan kaldirabilir. Ve gülmek, gerçekten en iyi ilaçtir.
Hepimiz içimizde kurulu temel bir programla
dünyaya geliyoruz. Buna “kendi kendini iyilestirme” deniyor.
Yaralandigimizda yaralar kendiliginden kapaniyor, bakteriyel enfeksiyon
geçirdigimizde bagisiklik sistemimiz kendi kendine iyilestiriyor.
Bagisiklik sistemi kendi kendisini iyilestirmek için tasarlanmistir.
Duygusal açidan saglikli bir vücutta hiç bir hastalik barinamaz.
Vücudunuz her saniye milyonlarca hücreyi yeniler ve ayni zamanda
milyonlarca yeni hücre yaratir. Insanin karsilastigi tüm kötülüklerin,
hastaligin, fakirligin ve mutsuzlugun nedeni, kusurlu düsüncelerdir.
Olumsuz düsüncelerin ve stresin, insan bedenine ve beyin
fonksiyonlarina ciddi zararlar verdigi ispatlanmistir. Bunun nedeni;
duygu ve düsüncelerimizin sürekli bir araya gelip, yeniden organize
olup bedenimizi bastan yaratmalaridir.
Yaslanmaya dair tüm inanislar bizim zihnimizden
kaynaklanir, bu yüzden bu düsünceleri bilincinizden atarak, ebedi
gençlik ve saglik fikri üzerinde yogunlasin. Toplumun hastalik ve
yaslilik konusunda verdigi mesajlari dinlemeyin. Vücudunuzun sadece bir
kaç aylik oldugunu, tipki bir çocugunki gibi esnek ve mükemmel oldugunu
düsünün. Mükemmel sagliga, mükemmel bir vücuda, mükemmel bir kiloya ve
sonsuz gençlige ulasacak sekilde düsünebilirsiniz. Sürekli mükemmelligi
düsünerek bunu gerçeklestirebilirsiniz.
Etrafinizda ne olursa olsun, parmaginizla “mutlu hissetme dügmesi”ne basin ve basili kalsin.
“Mükemmel sagliga ve mutluluga odaklanmak”,
disarida ne olanlara, basimiza gelebileceklere ragmen hepimizin kendi
içinde yapabilecegimiz bir seydir.
Hastaliklardan bahseden birini dinlediginizde,
buna odaklandiginiz için siz de hastaligi davet edersiniz. Ayrica onun
hastaliginin ilerlemesi yönünde enerji vermis olursunuz. Bu durumdaki
birine yardimci olmak istiyorsaniz; sohbet konusunu elinizden
geldigince güzel seylere yönlendirin ya da kendi yolunuza gidin. Oradan
uzaklasirken ise; o insanin saglikli oldugunu imgeleyerek ve hissederek
ona güç ve enerji verin, gerisini akisa birakin.
Unutmayin, Evren’de zaman ve boyut yoktur. Bu
yüzden bir hastaligi iyilestirmek de, bir sivilceyi iyilestirmek kadar
kolaydir. Herhangi bir sikintiyi kendinize çektiginizde, onu bir
sivilce boyutuna indirin, tüm olumsuz düsünceleri kafanizdan atin ve
sagligin mükemmelligine odaklanin. Michael Bernard Beckwith “Kendi
kendine iyilesen böbrekler, yok olan kanserler gördüm. Görme
yeteneginin arttigina ve geri kazanildigina da sahit oldum..”
“Hikayem 10 mart 1981’de basliyor. O gün
gerçekten hayatim degisti. Asla unutmayacagim bir gündü. Uçak kazasi
geçirmis ve tamamen felç olmus bir vaziyette hastaneye yatirilmistim.
Omuriligim ezilmis, birinci ve ikinci boyun omurlarim kirilmisti. Yutma
refleksim yokoldugundan bir sey yiyip içemiyor, diyaframim
zedelendiginden nefes alip veremiyordum. Yapabildigim tek sey gözlerimi
kirpmakti. Doktorlar ömrümün geri kalanini bitkisel hayatta
geçirecegimi söylediler tabii. Bundan sonra yapabilecegim tek sey
gözlerimi kirpmak olacakti. Bana baktiklarinda gördükleri tablo bu
olmasina ragmen, onlarin ne düsündügünün bir önemi yoktu. Asil önemli
olan, benim ne düsündügümdü. Kendimi yeniden normal bir insan gibi o
hastaneden çikip giderken hayal ettim. Hastanede yatarken yapabilecegim
tek sey zihnimi çalistirmakti ve suurunuz yerinde olduktan sonra,
gerisini tekrar eski haline getirebilirsiniz. Solunum cihazina bagli
yasiyordum.Doktorlar diyaframim parçalandigi giçin bir daha asla kendi
kendime nefes alamayacagimi söylemislerdi ama içimdeki küçük bir ses
bana “derin nefes al, derin nefes al” diyordu. Sonunda solunum
cihazindan çikarildim. Doktorlar bu duruma bir açiklama getiremediler.
Bense, beni amacimdan ya da zihnimde canlandirdigim görüntüden
uzaklastiracak herhangi bir seyin aklima girip dikkatimi dagitmasina
izin veremezdim. Noel’de hastaneden yürüyerek çikmayi kendime hedef
koymustum ve bunu basardim. Kendi iki ayagim üzerinde yürüyerek
hastaneden çiktim. Bunun olamayacagini söylemislerdi. O günü asla
unutmayacagim. Su an disarida bulunan ve aci çeken insanlari düsünerek
hayat hikayemi özetlemem ve onlara hayatta neler yapabileceklerini
kisaca anlatmam gerekseydi; her seyi dört sözcükte toplayarak
özetlerdim “insan düsündügü sey olur.” Morris Goodman – Yazar ve
Uluslararasi Konusmaci
·Evren bolluk içindedir.
Iyi seyler asla bitip tükenmez. Hakikat,
iyiligin insanlarin ihtiyaç duydugundan fazla oldugudur. Gerekenden
daha fazla yaratici güç, gerekenden daha fazla güç, gerekenden daha
fazla sevgi, gerekenden daha fazla mutluluk var. Bütün bunlar, sinirsiz
dogasini fark eden bir beyin sayesinde ortaya çikmaya basladi.
Kaynaklarin yetersiz oldugunu düsünmek, dis görüntüye bakip, her seyin
disardan geldigini düsünmektir. Böyle yaptiginizda göreceginiz en kesin
sey, yetersizlik ve sinirlama olacaktir. Artik varolan hiç bir seyin
disaridan gelmedigini, her seyin önce içeriden düsünmek ve hissetmekle
olusturuldugunu biliyor musunuz? Düsünme yeteneginiz sinirsiz olduguna
göre, düsünerek yasama tasiyacaklariniz da sinirsizdir ve bu herkes
için geçerlidir.. Bunu gerçekten kavradiginizda, kendi sinirsiz
dogasinin farkinda olan bir beyinle düsünüyor olacaksiniz.
Evren çekim yasasi araciligiyla herkese her seyi
sunar, ayricalik yapmaz. Neyi yasamak istediginizi seçme yeteneginiz
var. Kendiniz için bir seçim yapin, çünkü SIZ bunu yapabilecek tek
kisisiniz!
Baska hayatlar için bir sey olusturmaniz mümkün
degil; çünkü onun yerine düsünemezsiniz. Düsüncelerinizi baskalari için
birseyler olusturmaya zorladiginizda, elde edeceginiz sonuç, benzer
olaylari “Kendinize” çagirmak olacaktir. Bu yüzden, birakin onlar da
kendileri için kendi istedikleri hayatlari yaratsinlar.
·Sizin Sirriniz:
Her sey enerjidir. Evreni galaksimiz ve
gezegenimiz, insanlar, sonra bu bedenlerin iç yapilarindaki organ
sistemleri hücreler, molekküller ve atomlar var. Sonra da enerji. Demek
ki Evren’deki her sey aslinda enerji. Evrende’deki en kuvvetli yayin
merkezi sayilmanizin nedeni: Her enerji belli bir frekansla titresir.
Siz de bir enerji oldugunuza göre, belli bir frekansta titresim
yayiyorsunuz; bu frekansi belirleyen ise, herhangi bir zaman diliminde
düsündükleriniz ve hissettikleriniz. Ulasmak istedikleriniz de birer
enerji olduguna göre, onlarin da yaydiklari titresimler var. Ulasmak
istediginiz seyi düsünüp o frekansi gönderdiginizde, istediginiz o seye
ait enerjinin o frekansta titresmesini saglayarak, onu Size
getiriyorsunuz. Evrenin en etkili yayin merkezi sayilmanizin nedeni,
size enerjinizi düsünceleriniz araciligiyla odaklama ve odaklandiginiz
seye ait tiresimleri degistirme gücü verilmis olmasidir; çünkü bu
titresimler o enerjiyi manyetik olarak size çekecektir. Insanlar kendi
manyetik enerjlerini kendileri yönetirler; çünkü frekansi yaratan
unsurlar duygu ve düsüncelerdir, hiç kimse sizin yerinize düsünüp
hissedemez.
·Siz ruhsal bir varliksiniz.
Siz enerjisiniz ve enerji yok edilemez. Enerji
sadece sekil degistirir. Dolayisiyla size ait katiksiz öz, daima
varolacak. Siz sonsuz enerjisiniz.
Bizler genellikle dikkatimizi beden dedigimiz,
fiziksel varligimiza veririz. Aslinda beden sadece ruhumuzu tutar.
Aslinda kimligimizin %99’u görünmez ve ona dokunulmaz. Siz, kendini siz
olarak ifade eden Ebedi Hayat, kozmik bir varliksiniz. Siz; güç,
bilgelik, mükemmelik, görkemsiniz.
Bütün gelenekler size, yaratici kaynagin
imgesinden ve suretinden yaratildiginizi söyler. Bu da, kendi dünyanizi
olusturma konusunda müthis bir potansiyele sahip oldugunuz anlamina
gelir; ve öylesiniz.
Simdiye kadar kendiniz için mükemel ve degerli
seyler olusturmus olabilirsiniz, belki de bunu basaramamissinizdir.
Burada dikkate almanizi istedigim sey su: “Yasaminizda elde ettiginiz
sonuçlar, gerçekten almak istedikleriniz miydi? Size layiklar miydi?
Size layik olmadiklarini düsünüyorsaniz, simdi bunu yapacak güce sahip
oldugunuza göre, bunu degistirmenin tam zamani degil mi?
Geri: The Secret (Sır)
· Evren düsünceden dogmustur.
Bizler sadece kendi kaderimizi olusturmakla kalmiyor, etrafimizinkini de olusturuyoruz.
Ulasabileceginiz fikirler size sonsuz olarak
sunulmaktadir. Bilgiye dair her sey, kesifler, buluslar hepsi birer
olanak olarak Evrensel Akil’da, insanoglu tarafindan ortaya çikarilmayi
beklemektedir. Her seyi bilincinizde tutmaktasiniz.
Hepimiz birbirimize bagliyiz ve hepimiz BIR’iz.
Baskalarina dair olumlu ya da olumsuz düsüncelerin bize geri dönmesinin
sebebi de budur.
Geçmiste yasadiginiz sikintilari, kültürel
kodlari ve sosyal yargilamalari unutun. Hakettiginiz yasami
olusturabilecek tek kisi sizsiniz.
Arzularinizi gerçeklestirmenin en kisa yolu, dileklerinizi mutlak gerçekler olarak görmektir.
Gücünüz düsüncelerinizdedir, bu farkindaligi kaybetmeyin. Diger bir deyisle; “hatirlamayi hatirlayin.”
· Siz Geçmisiniz degilsiniz.
Hayatin akisi içinde birçok insan kendisini
kurban konumunda görür ve bunun için de genellikle geçmisi suçlar;
örnegin, küfürbaz bir ebeveynle yada sorunlu bir ailede büyüdüklerini
söylerler. Psikologlkarin bir çogu ise, ailelerin yüzde seksenbesinin
sorunlu oldugunu söylüyor, bu durumda o kadar da yalniz degilsiniz.
Asil soru, su an ne yapmakta oldugunuz. Su an neyi seçiyorsunuz? Çünkü
odaklandiginiz sey ya budur, ya da ulasmak istediklerinizdir. Insanlar
olmasini istedikleri seylere odaklandiklarinda, istemedikleri seyler
onlardan uzaklasir. Arzulari daha genis yer kaplamaya baslarken, diger
taraf kaybolur.
Geçmisinizdeki herhangi birini basiniza
gelenlerden dolayi suçluyor veya ona kin besliyorsaniz, bu
davranisinizla yalnizca “kendinize” zarar veriyorsunuz. Hakettiginiz
yasami size saglayabilecek tek insan sizsiniz. Bilinçli bir sekilde
isteklerinize odaklanarak güzel duyulara dair isinlar yaymaya
basladiginizda, çekim yasasi size cevap verecektir. Yapmaniz gereken
tek sey, baslayarak sihri açiga çikarmak.
Artik “Evren’de yeterli olandan daha fazlasi
var”, “yaslanmiyor, gençlesiyorum” gibi farkli inanislara sahip olmaya
basladiniz. Çekim yasasini kullanarak bunlari istediginiz gibi
türetebilirsiniz.
Artik kendinizi kalitsal kaliplardan, kültürel
kodlamalardan, sosyal yargilardan kurtarabilir; içinizdeki gücün
dünyanin içindeki güçten daha büyük oldugunu kesin bir biçimde
kanitlayabilirsiniz.
“Iyi, bu çok güzel ama ben bunu yapamam ki”, ya
da “bunu yapmam izin vermezler ki,” ya da bunu yapmama yetecek kadar
param yok ki” ya da “o kadar güçlü degilim” yada “o kadar zengin
degilim” yada “o degilim, bu degilim, su degilim, degilim, degilim…”
Degilim’lerin her biri bir yaratimdir’! Ben’…im” dediginiz zaman, bunu
izleyen sözler etkili bir gücü üretime çagiriyor, çünkü siz orada
söylediginizin gerçekligini ilan etmis oluyor, bunu kesinlikle
açikliyorsunuz. Böylece siz, “yorgunum”, “sismanim”, “geç kaldim,
“yasliyim”… dediginizde, lambadaki cin ortaya çikiyor ve “dilegin benim
için emirdir” diyor.
Bunlari bildiginize göre, bu iki güçlü sözcügü
“BEN …Im” sözlerini kendi yarariniza kullanmaya baslasaniz daha iyi
olmaz mi? “BEN mutluYUM, BEN bereketliYIM, BEN saglikliYIM, BEN
sevgiYIM; BEN dakikiIM; BEN ebedi gençlikIM, BEN her gün enerji
doluyUM..” gibi.
Charles Haanel, Mamuncuk Sistemi adli kitabinda,
herhangi bir insanoglunun isteyebilecegi herseyi birlestiren bir
olumlama oldugunu ve bu olumlamanin her istek için uyumlu kosullar
ürettigini söylüyor. Çünkü bu olumlama Hakikat’le tam bir uzlasi
içindedir. Söz konusu olumlama: “Ben mükemmel, kuvvetli, etkili,
sevecen, uyumlu ve mutlu bir bütünüm.” Bu, istegini görünmeyen alandan
görünür alana çekmeye çalismak gibidir: Dileginizi kesinlikle olmus
gibi görün, Bu isteginizi, “saniyede”, isik hiziyla ortaya koyacaktir;
çünkü O, Evrensel ruhsal alanda bir olgudur ve o alan, varolan her
seydir.
· Düsüncelerinizin Gücünün farkina Varin
Bütün gücünüz, o gücün farkinda olmaktan ve bu
bilinci kaybetmemekten geliyor. Onu basibos birakirsaniz, beyniniz
raydan çikmis bir buharli trene benzeyebilir. Geçmiste yasadiginiz kötü
olaylari alip geleceginize yansitarak, sizi geçmisinizden de
geleceginizden de koparabilir. Bu kontrol-disi düsünceler de bir sey
olusturmaktadir. SIMDIKI ZAMANda yasadiginizin farkina vardiginiz
taktirde, ne düsündügünüzün farkinda olursunuz. Böylece düsünceleriniz
üzerinde kontrol kazanmis olursunuz. Gücünüzün kaynagi da buradadir.
Peki daha çok farkindaligi nasil kazanacaksiniz?
Bunu yapmanin yollarindan biri; bir an için durup kendinize, “Su an ne
düsünüyorum?” “Su an ne hissediyorum?” diye sormaktir. Bunu kendinize
sordugunuz an, duygu ve düsüncelerinizi fark ettiniz demektir; çünkü
beyninizi simdiki zamana getirmis olursunuz. Bu uygulamayi her gün
yüzlerce kez yapin; çünkü biliyorsunuz ki gücünüzün tamami; o farkinda
olmaktan geliyor.
Daha fazla farkindalik kazanmaya çalistigimda
kendimi gelistirmek için; hatirlamayi hatirlar, Evren’den beni hafifçe
dürterek aklimin takildigi yer neresiyse oradan Simdiki zamana
getirmesini isterim. Bu; nazik bir dirsek darbesi, yürürken bir yere
toslamam, birsey düsürmem, abartili bir gürültü, bir siren yada geçip
giden bir tehlike olabilir. Bu tür hareketlerin tamami; aklimin baska
yerlere takildigini söyleyerek, simdiki zamana geri gelmesi konusunda,
beni uyaran isaretlerdir. Bu sinyalleri aldigimda hemen durur, “Su an
ne düsünüyorum? Su an ne hissediyorum? Bunlarin farkinda miyim?” diye
kendime sorarim.
Sir’rin gücünü fark ederek onu kullanmaya
basladiginizda; tüm sorulariniza cevap bulmus olacaksiniz. Çekim
Yasasini derinlemesine anladiginizda; soru sormayi aliskanlik haline
getirebilir, böyle yaptikça da her birine cevap alirsiniz.Yasaminizdaki
herhangi bir sey için bir cevap, bir rehber ariyorsaniz sorunuzu sorun,
cevap alacaginiza inanin.
Evren’in sorularinizi tüm hayatiniz boyunca
yanitladigi dogru, ama siz cevaplari ancak farkinda oldugunuz zaman
alirsiniz. Çevrenizdeki her seyi fark edin, çünkü sorulariniz gün
içinde her an yanitlaniyor. Cevaplari size getiren kanallar sinirsiz
Bunlar dikkatinizi çeken bir gazete manseti olabilir, birinin
konusmasini tesadüfen duymak, radyodaki bir ses veya geçip giden bir
kamyonun üzerindeki bir ilan yada aniden gelen ilham olabilir.
Hatirlamayi hatirla ve farkina var!
Gerek kendi hayatima, gerekse baskalarinin
hayatina baktigimda gördügüm bir sey var; bizler kendimiz için her
zaman iyi seyler düsünmüyor, kendimizi tamamiyle sevmiyoruz. Kendimizi
sevmememiz dileklerimizi bizden uzak tutuyor. Kendimizi sevmedigimizde,
bize gelecek seyleri iterek kendimizden uzaklastiriyoruz.
Istedigimiz sey ne olursa olsun, sevgiyle
beslenir. Bütün o gençlik, para, mükemmel insan, güzel bir beden,
saglik, is gibi seyleri almak demek; sevgiyi duyumsamak demek.
Sevdigimiz seyleri kendimize çekmek için sevgi yaymaliyiz; bunu
yaptigimizda dileklerimiz hemen yerine gelecektir.
Kendinize disaridan bakar ve görüdklerinize
odaklanirsaniz, kendinizi yaniltirsiniz. Çünkü kendinize dair görüp
hissettikleriniz , eskiden düsünmüs olduklarinizin sonucudur.
Kendinizi tamamiyle sevmek için; kendinize dair
yeni bir boyutta içinize odaklanmalisiniz. Bir dakika durup sessizce
oturun ve kendi içinizdeki yasamin varligini hissetmeye odaklanin. Siz
içinizdeki varolusa odaklandikça, o da Size kendisini gösterecektir.
Bu; katiksiz sevgiyi, çok büyük bir mutlulugu ve o varolusa sükretmeyi
duyumsamaktir. Büyük olasilikla hayatinizda ilk kez kendinizi böylesine
kusursuz bir sevgiyle seveceksiniz.
Kendinize elestirel gözle baktiginiz zamanlar,
odak noktanizi hemen içsel varliginiza çevirin, böylece ne kadar
kusursuz oldugunuzu görebilirsiniz. Içsel varliginiza odaklanip onu
sevdiginizde; mükemmellik kendisini gösterecektir. Gerçek “ben” ruhsal
bir varliktir, diolayisiyla mükemmelliginde bir kusur olmasi
imkansizdir; asla bir eksikligi, sinirlamasi ya da marazi olmaz.
· Yasamin Sirri:
Gökyüzünde üzerine Tanri tarafindan dünyadaki
misyonumuzun ve amacimizin yazili oldugu bir karatahta yok. Gökyüzünde
üzerine “Nelae Donald Walsh; yirmibirinci yüzyilin ilk yarisinda
yasamis yakisikli adam…” yazilip gerisi bos birakilmis bir karatahta da
yok. Bu yüzden gayeniz, söylediginiz seydir. Göreviniz kendinize
yüklediginiz misyondur. Hayatiniz kendi olusturdugunuz yasantidir.
Hayatiniza ait karatahtaya istediginiz her seyi yazabilirsiniz. Eger
onu geçmise ait bir dolu aniyla doldurduysaniz hemen silip temizleyin.
Geçmise ait yaramaz her seyi silerek, onlari sizi bu noktaya, yeni bir
baslangica getirdikleri için tesekkür edin. Artik yeni bir yazi
tahtaniz var, yeniden baslayabilirsiniz; tam burada, hemen SIMDI! Kendi
mutlulugunuzu bulun ve onu yasayin! Size göre mutluluk, orada 1 saat
oturup meditasyon yapmaksa, bunu yapin. Mutlulugu peynirli sandviç
yemekte buluyorsaniz, o zaman yiyin!
Neyi seviyorsaniz onu yapin. Size mutluluk
getirecek seyin ne oldugunu bilmiyorsaniz kendinize “beni ne mutlu
eder” sorusunu sorun. Kendinizi mutluluga teslim ettiginizde, mutluluk
isinlari yaymaya baslayacaginiz için, sizi mutlu edecek seyler çig gibi
üzerinize yagacaklar.
Simdi yapmaniz gereken tek sey; kendinizi iyi
hissetmek. Kendinizi mutlu etmek. Mutlulugunuzu takip ettiginizde;
sürekli neseli olur, kendinizi Evren’in bereketine açarsiniz. Bu
heyecaniniz, tutkunuz ve mutlulugunuz çevrenizdeki herkese bulasir.
Farkli bir gerçeklikte, farkli bir hayat yasayacaksiniz. Insanlar bunu
görüdkçe size; “senin ayricaligin ne” diye soracaklar.. Aranizdaki tek
fark; sizin sir’ri uyguluyor olmaniz olacak. Sonra da insanlarin bir
zamanlar size; yapmanizin, almanizin ve olmanizin imkansiz oldugunu
söyledigi seyleri yapabilir, alabilir, olabilirsiniz.
Muhtesem bir çagin ortalarindayiz. Sinirlayici
düsüncelerimizden vazgeçtigimizde, varolusun her alaninda insanligin
gerçek ihtisamini yasayacagiz. Insanoglunun ugrastigi her alan ve
konuda imkansizin mümkün oldugunu görüp yasayacagiz. Sinirsiz
oldugumuzu bilirsek; insana ait sinirsiz görkemi, spor, saglik, sanat,
teknoloji ve bilim ile varolusun her alaninda yasayacagiz.
Ihtisaminiza kucak açin: Artik sir’ra vakif
oldunuz, onunla ne yapacaginiz size bagli. Artik kendi görkeminize
kucak açmanizin zamani geldi.
Bizler sadece kendi kaderimizi olusturmakla kalmiyor, etrafimizinkini de olusturuyoruz.
Ulasabileceginiz fikirler size sonsuz olarak
sunulmaktadir. Bilgiye dair her sey, kesifler, buluslar hepsi birer
olanak olarak Evrensel Akil’da, insanoglu tarafindan ortaya çikarilmayi
beklemektedir. Her seyi bilincinizde tutmaktasiniz.
Hepimiz birbirimize bagliyiz ve hepimiz BIR’iz.
Baskalarina dair olumlu ya da olumsuz düsüncelerin bize geri dönmesinin
sebebi de budur.
Geçmiste yasadiginiz sikintilari, kültürel
kodlari ve sosyal yargilamalari unutun. Hakettiginiz yasami
olusturabilecek tek kisi sizsiniz.
Arzularinizi gerçeklestirmenin en kisa yolu, dileklerinizi mutlak gerçekler olarak görmektir.
Gücünüz düsüncelerinizdedir, bu farkindaligi kaybetmeyin. Diger bir deyisle; “hatirlamayi hatirlayin.”
· Siz Geçmisiniz degilsiniz.
Hayatin akisi içinde birçok insan kendisini
kurban konumunda görür ve bunun için de genellikle geçmisi suçlar;
örnegin, küfürbaz bir ebeveynle yada sorunlu bir ailede büyüdüklerini
söylerler. Psikologlkarin bir çogu ise, ailelerin yüzde seksenbesinin
sorunlu oldugunu söylüyor, bu durumda o kadar da yalniz degilsiniz.
Asil soru, su an ne yapmakta oldugunuz. Su an neyi seçiyorsunuz? Çünkü
odaklandiginiz sey ya budur, ya da ulasmak istediklerinizdir. Insanlar
olmasini istedikleri seylere odaklandiklarinda, istemedikleri seyler
onlardan uzaklasir. Arzulari daha genis yer kaplamaya baslarken, diger
taraf kaybolur.
Geçmisinizdeki herhangi birini basiniza
gelenlerden dolayi suçluyor veya ona kin besliyorsaniz, bu
davranisinizla yalnizca “kendinize” zarar veriyorsunuz. Hakettiginiz
yasami size saglayabilecek tek insan sizsiniz. Bilinçli bir sekilde
isteklerinize odaklanarak güzel duyulara dair isinlar yaymaya
basladiginizda, çekim yasasi size cevap verecektir. Yapmaniz gereken
tek sey, baslayarak sihri açiga çikarmak.
Artik “Evren’de yeterli olandan daha fazlasi
var”, “yaslanmiyor, gençlesiyorum” gibi farkli inanislara sahip olmaya
basladiniz. Çekim yasasini kullanarak bunlari istediginiz gibi
türetebilirsiniz.
Artik kendinizi kalitsal kaliplardan, kültürel
kodlamalardan, sosyal yargilardan kurtarabilir; içinizdeki gücün
dünyanin içindeki güçten daha büyük oldugunu kesin bir biçimde
kanitlayabilirsiniz.
“Iyi, bu çok güzel ama ben bunu yapamam ki”, ya
da “bunu yapmam izin vermezler ki,” ya da bunu yapmama yetecek kadar
param yok ki” ya da “o kadar güçlü degilim” yada “o kadar zengin
degilim” yada “o degilim, bu degilim, su degilim, degilim, degilim…”
Degilim’lerin her biri bir yaratimdir’! Ben’…im” dediginiz zaman, bunu
izleyen sözler etkili bir gücü üretime çagiriyor, çünkü siz orada
söylediginizin gerçekligini ilan etmis oluyor, bunu kesinlikle
açikliyorsunuz. Böylece siz, “yorgunum”, “sismanim”, “geç kaldim,
“yasliyim”… dediginizde, lambadaki cin ortaya çikiyor ve “dilegin benim
için emirdir” diyor.
Bunlari bildiginize göre, bu iki güçlü sözcügü
“BEN …Im” sözlerini kendi yarariniza kullanmaya baslasaniz daha iyi
olmaz mi? “BEN mutluYUM, BEN bereketliYIM, BEN saglikliYIM, BEN
sevgiYIM; BEN dakikiIM; BEN ebedi gençlikIM, BEN her gün enerji
doluyUM..” gibi.
Charles Haanel, Mamuncuk Sistemi adli kitabinda,
herhangi bir insanoglunun isteyebilecegi herseyi birlestiren bir
olumlama oldugunu ve bu olumlamanin her istek için uyumlu kosullar
ürettigini söylüyor. Çünkü bu olumlama Hakikat’le tam bir uzlasi
içindedir. Söz konusu olumlama: “Ben mükemmel, kuvvetli, etkili,
sevecen, uyumlu ve mutlu bir bütünüm.” Bu, istegini görünmeyen alandan
görünür alana çekmeye çalismak gibidir: Dileginizi kesinlikle olmus
gibi görün, Bu isteginizi, “saniyede”, isik hiziyla ortaya koyacaktir;
çünkü O, Evrensel ruhsal alanda bir olgudur ve o alan, varolan her
seydir.
· Düsüncelerinizin Gücünün farkina Varin
Bütün gücünüz, o gücün farkinda olmaktan ve bu
bilinci kaybetmemekten geliyor. Onu basibos birakirsaniz, beyniniz
raydan çikmis bir buharli trene benzeyebilir. Geçmiste yasadiginiz kötü
olaylari alip geleceginize yansitarak, sizi geçmisinizden de
geleceginizden de koparabilir. Bu kontrol-disi düsünceler de bir sey
olusturmaktadir. SIMDIKI ZAMANda yasadiginizin farkina vardiginiz
taktirde, ne düsündügünüzün farkinda olursunuz. Böylece düsünceleriniz
üzerinde kontrol kazanmis olursunuz. Gücünüzün kaynagi da buradadir.
Peki daha çok farkindaligi nasil kazanacaksiniz?
Bunu yapmanin yollarindan biri; bir an için durup kendinize, “Su an ne
düsünüyorum?” “Su an ne hissediyorum?” diye sormaktir. Bunu kendinize
sordugunuz an, duygu ve düsüncelerinizi fark ettiniz demektir; çünkü
beyninizi simdiki zamana getirmis olursunuz. Bu uygulamayi her gün
yüzlerce kez yapin; çünkü biliyorsunuz ki gücünüzün tamami; o farkinda
olmaktan geliyor.
Daha fazla farkindalik kazanmaya çalistigimda
kendimi gelistirmek için; hatirlamayi hatirlar, Evren’den beni hafifçe
dürterek aklimin takildigi yer neresiyse oradan Simdiki zamana
getirmesini isterim. Bu; nazik bir dirsek darbesi, yürürken bir yere
toslamam, birsey düsürmem, abartili bir gürültü, bir siren yada geçip
giden bir tehlike olabilir. Bu tür hareketlerin tamami; aklimin baska
yerlere takildigini söyleyerek, simdiki zamana geri gelmesi konusunda,
beni uyaran isaretlerdir. Bu sinyalleri aldigimda hemen durur, “Su an
ne düsünüyorum? Su an ne hissediyorum? Bunlarin farkinda miyim?” diye
kendime sorarim.
Sir’rin gücünü fark ederek onu kullanmaya
basladiginizda; tüm sorulariniza cevap bulmus olacaksiniz. Çekim
Yasasini derinlemesine anladiginizda; soru sormayi aliskanlik haline
getirebilir, böyle yaptikça da her birine cevap alirsiniz.Yasaminizdaki
herhangi bir sey için bir cevap, bir rehber ariyorsaniz sorunuzu sorun,
cevap alacaginiza inanin.
Evren’in sorularinizi tüm hayatiniz boyunca
yanitladigi dogru, ama siz cevaplari ancak farkinda oldugunuz zaman
alirsiniz. Çevrenizdeki her seyi fark edin, çünkü sorulariniz gün
içinde her an yanitlaniyor. Cevaplari size getiren kanallar sinirsiz
Bunlar dikkatinizi çeken bir gazete manseti olabilir, birinin
konusmasini tesadüfen duymak, radyodaki bir ses veya geçip giden bir
kamyonun üzerindeki bir ilan yada aniden gelen ilham olabilir.
Hatirlamayi hatirla ve farkina var!
Gerek kendi hayatima, gerekse baskalarinin
hayatina baktigimda gördügüm bir sey var; bizler kendimiz için her
zaman iyi seyler düsünmüyor, kendimizi tamamiyle sevmiyoruz. Kendimizi
sevmememiz dileklerimizi bizden uzak tutuyor. Kendimizi sevmedigimizde,
bize gelecek seyleri iterek kendimizden uzaklastiriyoruz.
Istedigimiz sey ne olursa olsun, sevgiyle
beslenir. Bütün o gençlik, para, mükemmel insan, güzel bir beden,
saglik, is gibi seyleri almak demek; sevgiyi duyumsamak demek.
Sevdigimiz seyleri kendimize çekmek için sevgi yaymaliyiz; bunu
yaptigimizda dileklerimiz hemen yerine gelecektir.
Kendinize disaridan bakar ve görüdklerinize
odaklanirsaniz, kendinizi yaniltirsiniz. Çünkü kendinize dair görüp
hissettikleriniz , eskiden düsünmüs olduklarinizin sonucudur.
Kendinizi tamamiyle sevmek için; kendinize dair
yeni bir boyutta içinize odaklanmalisiniz. Bir dakika durup sessizce
oturun ve kendi içinizdeki yasamin varligini hissetmeye odaklanin. Siz
içinizdeki varolusa odaklandikça, o da Size kendisini gösterecektir.
Bu; katiksiz sevgiyi, çok büyük bir mutlulugu ve o varolusa sükretmeyi
duyumsamaktir. Büyük olasilikla hayatinizda ilk kez kendinizi böylesine
kusursuz bir sevgiyle seveceksiniz.
Kendinize elestirel gözle baktiginiz zamanlar,
odak noktanizi hemen içsel varliginiza çevirin, böylece ne kadar
kusursuz oldugunuzu görebilirsiniz. Içsel varliginiza odaklanip onu
sevdiginizde; mükemmellik kendisini gösterecektir. Gerçek “ben” ruhsal
bir varliktir, diolayisiyla mükemmelliginde bir kusur olmasi
imkansizdir; asla bir eksikligi, sinirlamasi ya da marazi olmaz.
· Yasamin Sirri:
Gökyüzünde üzerine Tanri tarafindan dünyadaki
misyonumuzun ve amacimizin yazili oldugu bir karatahta yok. Gökyüzünde
üzerine “Nelae Donald Walsh; yirmibirinci yüzyilin ilk yarisinda
yasamis yakisikli adam…” yazilip gerisi bos birakilmis bir karatahta da
yok. Bu yüzden gayeniz, söylediginiz seydir. Göreviniz kendinize
yüklediginiz misyondur. Hayatiniz kendi olusturdugunuz yasantidir.
Hayatiniza ait karatahtaya istediginiz her seyi yazabilirsiniz. Eger
onu geçmise ait bir dolu aniyla doldurduysaniz hemen silip temizleyin.
Geçmise ait yaramaz her seyi silerek, onlari sizi bu noktaya, yeni bir
baslangica getirdikleri için tesekkür edin. Artik yeni bir yazi
tahtaniz var, yeniden baslayabilirsiniz; tam burada, hemen SIMDI! Kendi
mutlulugunuzu bulun ve onu yasayin! Size göre mutluluk, orada 1 saat
oturup meditasyon yapmaksa, bunu yapin. Mutlulugu peynirli sandviç
yemekte buluyorsaniz, o zaman yiyin!
Neyi seviyorsaniz onu yapin. Size mutluluk
getirecek seyin ne oldugunu bilmiyorsaniz kendinize “beni ne mutlu
eder” sorusunu sorun. Kendinizi mutluluga teslim ettiginizde, mutluluk
isinlari yaymaya baslayacaginiz için, sizi mutlu edecek seyler çig gibi
üzerinize yagacaklar.
Simdi yapmaniz gereken tek sey; kendinizi iyi
hissetmek. Kendinizi mutlu etmek. Mutlulugunuzu takip ettiginizde;
sürekli neseli olur, kendinizi Evren’in bereketine açarsiniz. Bu
heyecaniniz, tutkunuz ve mutlulugunuz çevrenizdeki herkese bulasir.
Farkli bir gerçeklikte, farkli bir hayat yasayacaksiniz. Insanlar bunu
görüdkçe size; “senin ayricaligin ne” diye soracaklar.. Aranizdaki tek
fark; sizin sir’ri uyguluyor olmaniz olacak. Sonra da insanlarin bir
zamanlar size; yapmanizin, almanizin ve olmanizin imkansiz oldugunu
söyledigi seyleri yapabilir, alabilir, olabilirsiniz.
Muhtesem bir çagin ortalarindayiz. Sinirlayici
düsüncelerimizden vazgeçtigimizde, varolusun her alaninda insanligin
gerçek ihtisamini yasayacagiz. Insanoglunun ugrastigi her alan ve
konuda imkansizin mümkün oldugunu görüp yasayacagiz. Sinirsiz
oldugumuzu bilirsek; insana ait sinirsiz görkemi, spor, saglik, sanat,
teknoloji ve bilim ile varolusun her alaninda yasayacagiz.
Ihtisaminiza kucak açin: Artik sir’ra vakif
oldunuz, onunla ne yapacaginiz size bagli. Artik kendi görkeminize
kucak açmanizin zamani geldi.
Geri: The Secret (Sır)
“Sir” sizin içinizde. Seçtiginiz sey ne olursa
olsun, dogru olacak. Güç tamamiyle sizindir. Içinizdeki bu gücü ne
kadar çok kullanirsaniz, onu o kadar çok kendinize çekeceksiniz. Öyle
bir noktaya geleceksiniz ki, onu uygulamaya artik ihtiyaç
duymayacaksiniz; çünkü Güç olacaksiniz, Kusursuzluk Oacaksiniz,
bilgelik Olacaksiniz, zeka Olacaksiniz, sevgi Olacaksiniz, mutluluk
Olacaksiniz.. Hayatinizin bu hassas noktasina gelmesinin tek sebebi,
içinizde bir seylerin “Mutlu olmayi hakediyorsun” demis olmasi. Bu
dünyaya birseyler, bazi degerler katmak için dogdunuz. Sizi siz yapan
her sey, simdiye kadar yasamis oldugunuz her an, sizi bu an’a
hazirladi. Artik kaderinizi degistirebileceginizi biliyorsunuz. Baska
neler yapacaksiniz? Baska neler olacaksiniz? Sadece var olarak kaç
insani daha kutsayacaksiniz. An’i nasil yasayacaksiniz, nasil
kullanacaksiniz? Sizin dansinizi sizden baskasi yapamaz, sarkinizi
söyleyemez, öykünüzü yazamaz. Kim oldugunuzun, ne yaptiginizin hikayesi
asil simdi basliyor!
Dünya yörüngesinde sizin için dönüyor.
Okyanuslar sizin için yükselip alçaliyor. Kuslar sizin için sakiyor.
Yildizlar sizin için görünüyor. Gördügünüz tüm güzellikleri,
yasadiginiz tüm harikaliklar, hepsi Sizin için buradalar. Kimliginize
dair düsünmüs olduklarinizin bir önemi yok; simdi artik gerçekte kim
oldugunuzu biliyorsunuz. Siz evrenin seçilmisisiniz. Kralligin varisi,
yasamin mükemmeligi’siniz ve artik Sir’ri biliyorsunuz. Mutluluk
sizinle olabilir! “Sir, tüm olmuslarin, olanlarin ve olacaklarin
cevabidir.”
…………………………………………………………………………………………………………………………………… ….
Sir’da kullanilan Yaratim süreci,
isteklerinizi 3 adimda gerçeklestirmenize yarayacak basit bir klavuzdur:
Yaratim sürecinin 3 adimi:
Øilk adim istemektir: Evren’e komut verin ve ne
istediginizi bilmesini saglayin, düsüncelerinize mutlaka cevap
verecektir. —Gerçekten istediginiz seyi simdiki zaman kipinde ve net
olarak bir kagida yazin. “Gelecek 30 gün içinde yirmibesbin dolarlik
beklenmedik bir gelir elde etmek istiyorum”; “Ben bir para
miknatisyim”, yada ne istiyorsaniz onu. Isterseniz sonunda “…ya sahip
olmaktan dolayi mutlu ve mütesekkirim” ya da “tesekkürler..
tesekkürler.. tesekkürler” diye de baglayin. Önceden tesekkür etmek,
arzulariniza ekstra güç yükler. —Bir seyi zihninizde
canlandirdiginizda, Evren zihninizde yarattiginiz-canlandirdiginiz
görüntüleri aynen size gönderir. (Beyin, zihinde canlandirilan seyin
gerçek mi, gerçegin provasi mi oldugunu ayirt edemez.) Çekimi yaratan
yalniz görüntü degildir, bunlari hissetmektir. Bollugu, bereketi,
sevgiyi, sevinci hissetmelisiniz. “Simdi buna sahibim” imgesi ve
duygusu ile. —“sükrettiklerinizin listesi”ni yapin. Bunu yapmak ,
enerjinizi ve dolayisiyla düsüncelerinizi degistirecek. Minnettarlik
duygusu, beyninizin Evren’in yaratici enerjisiyle uyum saglamasidir.
Sükretmek; yasaminiza daha çok sey katmanin mutlak yollarindan biridir.
Sir’dan ögrendiklerinizden yalniz birini uygulayacaksaniz, sükretmeyi
kullanin ve onu yasam biçiminiz yapin.Güne sükran duygulariyla baslayin
ve en küçük seyler için bile muhakkak tesekkür edin. Sükretme konusunda
alistirma yapmak, bolluk ve bereketi çekmek için en önemli iletisim
hatlarindan birini olusturmak demektir. Dünyadaki her seyin degerini
bilip, onlari kutsarsaniz; olumsuzluklari ve uyusmazliklari yok ederek,
kendinizi en yüksek frekans olan sevgiyle ayni frekansa getirirsiniz..
—Hayatta hiç bir sey için bunalmaniz gerekmiyor. Isteyin yeter! Evreni
kendiniz için hazirlanmis bir katalog gibi görün, istediginizi seçin:
“Bu deneyimi yasamak isterim”, “hayatimda böyle bir insan olmasini
isterim..” diyerek evrene direktif verin. Sadece 1 kez “olacagina emin
olarak” isteyin yeter. Örnegin; Sismansaniz, “kilo vereye” degil,
“mükemmel kiloyu ve ideal bedeni” kendinize çekmeye niyet edin. Bunun
için; sizin için mükemmel olan kiloya ulastiginizda, bedeninizin
görüntüsünü beyninizde imgeleyin, o kiloda çekilmis fotograflariniz
varsa s...k sik onlara bakin, ya da bu bedendeki baskasinin
fotograflarina.
Ø ikinci adim inanmaktir:
Istediginizi-dileginizi elde ettiginize inanin. Onu evrenden
istediginiz andan itibaren o sizin! Siz istediginiz, inandiginiz ve ona
zaten sahip oldugunuzu bildiginiz için Evren onu “görünür kilmak için”
hemen harekete geçecektir. Siz; dilediginiz anda, ona sahipmissiniz
gibi davranin, öyle konusun ve öyle düsünün. Gerçekmis gibi
davrandikça, duruma inanmaya baslayacaksiniz. Dileginize ulasmis olma
frekansini yayin. Çünkü Evren bir aynadir ve düsündügünüzü size aynen
yansitir. Bunu yaptiginizda; Çekim yasasi kosullari, insanlari ve
olaylari etkili bir biçimde harekete geçirecek, sizin dileginizi elde
etmenizi saglayacaktir. Güven, en etkili gücünüzdür. Elde etmekte
oldugunuza inandiginizda , hazir olun ve baslayan sihri izleyin!
Katalogdan birsey ismarladiysaniz rahat olun, o zaten sizin,
siparisiniz size ulasacak ve sizin hayatinizin bir parçasi olacak.
Düsünün; size bir mirasa kondugunda, piyangodan en büyük ikramiye
çiktiginda parayi nakit olarak elinize almadan önce de onun size ait
oldugunu bilirsiniz. Simdi de, istediginiz seyleri hissederek ve onlari
sahip oldugunuzu duyumsayarak, onlar üzerinde hak iddia edin. Bunu
yaptiginizda Çekim Yasasi bir kez daha kosullari, insanlari ve olaylari
etkili bir biçimde harekete geçirecek, sizin dileginizi elde etmenizi
saglayacaktir. Örnegin: Mükemmel kionuzdaymissiniz gibi konusun,
davranin, tartinin üzerine o mükemmel kilonuzu yazin, mükemmel vücut
agirligna sahip kisileri bulun övün, onlara iliskin olumlu duygular
besledikçe mükemmel kilonuzu çagirirsiniz.
Ø Dileginizin nasil gerçeklesecegi, evrenin onu
size nasil getirecegi, sizin sorununuz ya da meseleniz degildir.
Evrenin bunu sizin için yapmasina izin verin. Siz sadece güçlü bir
duyguyla isteyin, güven içinde isteginizin ferakansini evrene yayin.
Kontrolü Evren’e biraktiginiz taktirde, size verilenlere
sasiracaksiniz, gözleriniz kamasacak. Bu nokta, sihir ve mucizelerin
gerçeklestigi noktadir.
Ø Sürecin üçüncü ve son adimi: almak: Kendinizi
iyi hissettiginizde, Evren’den istediklerinizle ayni frekansa
geçersiniz. Kendinizi bu frekansa geçirmenizin en hizli yollarindan
biri de “Su an istegimi elde ediyorum. Yasantimdaki bütün iyi seyleri
su an aliyorum. Su an –arzunuzu söyleyin- aliyorum” demektir. Arzunuzu
elde etmis oldugunuzu hissedin. Düslediginiz seye sahip oldugunuz
duygusunu yaratmak için yapmaniz gereken ne varsa yapin ve bu duyguyu
hatirlayin: Düslediginiz o arabanin deneme sürüsüne gidin, arzu
ettiginiz o evin içini gezin, birseyler alin… Sonra, içgüdülerinize
güvenin.. Evren size ilham verir ve elde etme frekansinda sizinle
iletisim kurar. Sezgisel ve içgüdüsel hisleriniz oldugunda onlari
izleyin; Evrenin sizi manyetik bir biçimde istemis oldugunuz seyi elde
etme noktasina dogru götürdügünü anlayacaksiniz. Örnegimizden hareket
edersek; kendinizden memnun olmalisiniz, eger sahip oldugunuz bedenden
dolayi kendinizi mutsuz hissederseniz, bu bedenden dolayi mutsuz olmayi
kendinize çekersiniz. Bedeninizin her santimetrekaresini övün, sahip
oldugunuz mükemmellikleri düsünün, bunlari düsündükçe kendinizden
memnun olacak, mükemmel kiloda olmanin hosnutlugunun frekansini
yakalayacaksiniz. Yemek yerken sadece yemek yeme deneyiminin keyfine
odaklanirsaniz, aldiginiz besinin bedeniniz tarafindan mükemmel bir
biçimde sindirilecek ve bedeninizin bundan alacagi sonucun kusursuz
olacaktir.
olsun, dogru olacak. Güç tamamiyle sizindir. Içinizdeki bu gücü ne
kadar çok kullanirsaniz, onu o kadar çok kendinize çekeceksiniz. Öyle
bir noktaya geleceksiniz ki, onu uygulamaya artik ihtiyaç
duymayacaksiniz; çünkü Güç olacaksiniz, Kusursuzluk Oacaksiniz,
bilgelik Olacaksiniz, zeka Olacaksiniz, sevgi Olacaksiniz, mutluluk
Olacaksiniz.. Hayatinizin bu hassas noktasina gelmesinin tek sebebi,
içinizde bir seylerin “Mutlu olmayi hakediyorsun” demis olmasi. Bu
dünyaya birseyler, bazi degerler katmak için dogdunuz. Sizi siz yapan
her sey, simdiye kadar yasamis oldugunuz her an, sizi bu an’a
hazirladi. Artik kaderinizi degistirebileceginizi biliyorsunuz. Baska
neler yapacaksiniz? Baska neler olacaksiniz? Sadece var olarak kaç
insani daha kutsayacaksiniz. An’i nasil yasayacaksiniz, nasil
kullanacaksiniz? Sizin dansinizi sizden baskasi yapamaz, sarkinizi
söyleyemez, öykünüzü yazamaz. Kim oldugunuzun, ne yaptiginizin hikayesi
asil simdi basliyor!
Dünya yörüngesinde sizin için dönüyor.
Okyanuslar sizin için yükselip alçaliyor. Kuslar sizin için sakiyor.
Yildizlar sizin için görünüyor. Gördügünüz tüm güzellikleri,
yasadiginiz tüm harikaliklar, hepsi Sizin için buradalar. Kimliginize
dair düsünmüs olduklarinizin bir önemi yok; simdi artik gerçekte kim
oldugunuzu biliyorsunuz. Siz evrenin seçilmisisiniz. Kralligin varisi,
yasamin mükemmeligi’siniz ve artik Sir’ri biliyorsunuz. Mutluluk
sizinle olabilir! “Sir, tüm olmuslarin, olanlarin ve olacaklarin
cevabidir.”
…………………………………………………………………………………………………………………………………… ….
Sir’da kullanilan Yaratim süreci,
isteklerinizi 3 adimda gerçeklestirmenize yarayacak basit bir klavuzdur:
Yaratim sürecinin 3 adimi:
Øilk adim istemektir: Evren’e komut verin ve ne
istediginizi bilmesini saglayin, düsüncelerinize mutlaka cevap
verecektir. —Gerçekten istediginiz seyi simdiki zaman kipinde ve net
olarak bir kagida yazin. “Gelecek 30 gün içinde yirmibesbin dolarlik
beklenmedik bir gelir elde etmek istiyorum”; “Ben bir para
miknatisyim”, yada ne istiyorsaniz onu. Isterseniz sonunda “…ya sahip
olmaktan dolayi mutlu ve mütesekkirim” ya da “tesekkürler..
tesekkürler.. tesekkürler” diye de baglayin. Önceden tesekkür etmek,
arzulariniza ekstra güç yükler. —Bir seyi zihninizde
canlandirdiginizda, Evren zihninizde yarattiginiz-canlandirdiginiz
görüntüleri aynen size gönderir. (Beyin, zihinde canlandirilan seyin
gerçek mi, gerçegin provasi mi oldugunu ayirt edemez.) Çekimi yaratan
yalniz görüntü degildir, bunlari hissetmektir. Bollugu, bereketi,
sevgiyi, sevinci hissetmelisiniz. “Simdi buna sahibim” imgesi ve
duygusu ile. —“sükrettiklerinizin listesi”ni yapin. Bunu yapmak ,
enerjinizi ve dolayisiyla düsüncelerinizi degistirecek. Minnettarlik
duygusu, beyninizin Evren’in yaratici enerjisiyle uyum saglamasidir.
Sükretmek; yasaminiza daha çok sey katmanin mutlak yollarindan biridir.
Sir’dan ögrendiklerinizden yalniz birini uygulayacaksaniz, sükretmeyi
kullanin ve onu yasam biçiminiz yapin.Güne sükran duygulariyla baslayin
ve en küçük seyler için bile muhakkak tesekkür edin. Sükretme konusunda
alistirma yapmak, bolluk ve bereketi çekmek için en önemli iletisim
hatlarindan birini olusturmak demektir. Dünyadaki her seyin degerini
bilip, onlari kutsarsaniz; olumsuzluklari ve uyusmazliklari yok ederek,
kendinizi en yüksek frekans olan sevgiyle ayni frekansa getirirsiniz..
—Hayatta hiç bir sey için bunalmaniz gerekmiyor. Isteyin yeter! Evreni
kendiniz için hazirlanmis bir katalog gibi görün, istediginizi seçin:
“Bu deneyimi yasamak isterim”, “hayatimda böyle bir insan olmasini
isterim..” diyerek evrene direktif verin. Sadece 1 kez “olacagina emin
olarak” isteyin yeter. Örnegin; Sismansaniz, “kilo vereye” degil,
“mükemmel kiloyu ve ideal bedeni” kendinize çekmeye niyet edin. Bunun
için; sizin için mükemmel olan kiloya ulastiginizda, bedeninizin
görüntüsünü beyninizde imgeleyin, o kiloda çekilmis fotograflariniz
varsa s...k sik onlara bakin, ya da bu bedendeki baskasinin
fotograflarina.
Ø ikinci adim inanmaktir:
Istediginizi-dileginizi elde ettiginize inanin. Onu evrenden
istediginiz andan itibaren o sizin! Siz istediginiz, inandiginiz ve ona
zaten sahip oldugunuzu bildiginiz için Evren onu “görünür kilmak için”
hemen harekete geçecektir. Siz; dilediginiz anda, ona sahipmissiniz
gibi davranin, öyle konusun ve öyle düsünün. Gerçekmis gibi
davrandikça, duruma inanmaya baslayacaksiniz. Dileginize ulasmis olma
frekansini yayin. Çünkü Evren bir aynadir ve düsündügünüzü size aynen
yansitir. Bunu yaptiginizda; Çekim yasasi kosullari, insanlari ve
olaylari etkili bir biçimde harekete geçirecek, sizin dileginizi elde
etmenizi saglayacaktir. Güven, en etkili gücünüzdür. Elde etmekte
oldugunuza inandiginizda , hazir olun ve baslayan sihri izleyin!
Katalogdan birsey ismarladiysaniz rahat olun, o zaten sizin,
siparisiniz size ulasacak ve sizin hayatinizin bir parçasi olacak.
Düsünün; size bir mirasa kondugunda, piyangodan en büyük ikramiye
çiktiginda parayi nakit olarak elinize almadan önce de onun size ait
oldugunu bilirsiniz. Simdi de, istediginiz seyleri hissederek ve onlari
sahip oldugunuzu duyumsayarak, onlar üzerinde hak iddia edin. Bunu
yaptiginizda Çekim Yasasi bir kez daha kosullari, insanlari ve olaylari
etkili bir biçimde harekete geçirecek, sizin dileginizi elde etmenizi
saglayacaktir. Örnegin: Mükemmel kionuzdaymissiniz gibi konusun,
davranin, tartinin üzerine o mükemmel kilonuzu yazin, mükemmel vücut
agirligna sahip kisileri bulun övün, onlara iliskin olumlu duygular
besledikçe mükemmel kilonuzu çagirirsiniz.
Ø Dileginizin nasil gerçeklesecegi, evrenin onu
size nasil getirecegi, sizin sorununuz ya da meseleniz degildir.
Evrenin bunu sizin için yapmasina izin verin. Siz sadece güçlü bir
duyguyla isteyin, güven içinde isteginizin ferakansini evrene yayin.
Kontrolü Evren’e biraktiginiz taktirde, size verilenlere
sasiracaksiniz, gözleriniz kamasacak. Bu nokta, sihir ve mucizelerin
gerçeklestigi noktadir.
Ø Sürecin üçüncü ve son adimi: almak: Kendinizi
iyi hissettiginizde, Evren’den istediklerinizle ayni frekansa
geçersiniz. Kendinizi bu frekansa geçirmenizin en hizli yollarindan
biri de “Su an istegimi elde ediyorum. Yasantimdaki bütün iyi seyleri
su an aliyorum. Su an –arzunuzu söyleyin- aliyorum” demektir. Arzunuzu
elde etmis oldugunuzu hissedin. Düslediginiz seye sahip oldugunuz
duygusunu yaratmak için yapmaniz gereken ne varsa yapin ve bu duyguyu
hatirlayin: Düslediginiz o arabanin deneme sürüsüne gidin, arzu
ettiginiz o evin içini gezin, birseyler alin… Sonra, içgüdülerinize
güvenin.. Evren size ilham verir ve elde etme frekansinda sizinle
iletisim kurar. Sezgisel ve içgüdüsel hisleriniz oldugunda onlari
izleyin; Evrenin sizi manyetik bir biçimde istemis oldugunuz seyi elde
etme noktasina dogru götürdügünü anlayacaksiniz. Örnegimizden hareket
edersek; kendinizden memnun olmalisiniz, eger sahip oldugunuz bedenden
dolayi kendinizi mutsuz hissederseniz, bu bedenden dolayi mutsuz olmayi
kendinize çekersiniz. Bedeninizin her santimetrekaresini övün, sahip
oldugunuz mükemmellikleri düsünün, bunlari düsündükçe kendinizden
memnun olacak, mükemmel kiloda olmanin hosnutlugunun frekansini
yakalayacaksiniz. Yemek yerken sadece yemek yeme deneyiminin keyfine
odaklanirsaniz, aldiginiz besinin bedeniniz tarafindan mükemmel bir
biçimde sindirilecek ve bedeninizin bundan alacagi sonucun kusursuz
olacaktir.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz