'Uzun Roman'da Mehmed Uzun'u anlattılar
1 sayfadaki 1 sayfası
'Uzun Roman'da Mehmed Uzun'u anlattılar
'Uzun Roman'da Mehmed Uzun'u anlattılar
Gazeteci Ferzende Kaya'nın kaleme
aldığı Mehmet Uzun'u her yönüyle ele alan 'Uzun Roman' Mehmed Uzun
Portresi Alfa Yayınlarında çıktı.
Gazeteci Ferzende Kaya müzisyen Ahmet Kaya
üzerine yazdığı 'Başım Belada' adlı portre kitabının Kürtçe önsözü için
Mehmed Uzun'a gider ve ilk kez o zaman tanışırlar. Ardından Esmer
dergisine yazmak için konuşurlar, Uzun kabul eder. Sonraları için Kaya,
'Buluştuğumuz az anlarda, sürekli olarak ona sorular soruyor,
yurtdışına sürgün olarak gittiği ilk yılları, Kürtçe ile tanışmasını,
ilk romanını hikayesini, sürgünü ve bugünlere gelişini merak ediyordum.
Toplumsal tarihin bireylerin tarihinde saklı olduğunu inanan biri
olarak, Mehmed Uzun'un bireysel tarihinde, 12 Eylül öncesi Kürtleri,
Kürt hareketlerini, entelektüellerini, çözülmeleri, sürgünü ve
dağılmalarını arıyordum. Sonuçta bir gün Mehmed Uzun portresini yazma
isteğimi açtım ona 'evet' dedi, bir takvim hazırladık' diyor.
Artık Mehmet Uzun her Türkiye'ye döndüğünde röportaj yaparlar,
Avrupa'da olduğu dönemlerde de bu röportajların dökümünü yapar, üzerine
çalışmaya devam ederler, ta ki Uzun'un hastalanma sürecine kadar. Bu
esnada Esmer dergisi biri sağlığında biri de hastalandığı dönemde iki
dosya hazırlar Mehmed Uzun üzerine ve bu dosyalarda yazılan yazılarda
kitabın arşiv bölümünü güçlendirir.
Kitabın birinci bölümünde Uzun'un portresi, mücadele yılları yer
alıyor. Mehmed Uzun aynı zamanda Kürtçe isimlerin yasaklayıp
değiştirilmesini de içeren soy ağacını şöyle dile getiriyor: 'Baba
tarafımın soyağacı kısaca şöyle; ilkin bir aşiretler konfederasyonu
olan Milî aşireti geliyor, ardından onun bir kolu olan Kûriler,
Kûrilerden sonra yine bir kol olan Sermastlar ve en sonunda da
Sermastların bir kolu olan Birodirêj sülalesi. Bu sülale bölgede hep
Birodirêjler olarak biliniyor. Biro, dedemin dedesinin ismi. Dirêj de
onun lakabı, yani uzun. Biroyê Dirêj yani Uzun Biro. Ama yine isimlere
ilişkin yasalara göre hem Biro 'Türk örf ve adetlerine uygun değil' hem
de Dirêj Kürtçe olduğu için yasak... Bu nedenle resmi kurumlar
tarafından Biro tamamıyla atılıyor, Dirêj de Türkçe'siyle Uzun haline
getiriliyor ve 'sizin soyadınız Uzun olsun' deniliyor.'
Mehmed Uzun birçok Kürt çocuğu gibi daha ilkokulun ilk gününde tokat
yer, 'O gün tokat yedim ve o tokatın ne anlama geldiğini bir daha asla
unutmadım” der. Hayatı sürgünde geçen Uzun aslında daha ilkokulda
sürgünle tanışır. İlkokulun beşinci sınıfında, okulda arkadaşlarına
çizgi roman okuduğu için Şair İbrahim Rafet İlkokulundan evlerinden
daha uzakta olan ****** İlkokuluna sürülür.
Uzun ortaokulda kitaplarla haşır neşir olurken tesadüfen Nuri Dersimi'nin 'Kürdistan TarihindeDersim' kitabına
rastlar, okur, ardından Yaşar Kemal'ın 'Teneke' adlı kitabı ve artık
yaşamı değişmiştir onun. Ardından duvarlara yazı yazma eylemine başlar,
12 Mart'ı görür, Rizgari dergisinde Kürtçe yazılar yazar ve 22 Mart
1976 yılında tutuklanır. Yazar Uzun, cezaevinden çıktıktan sonra Şam'a
geçer, oradan da Stockholm'e gider. Havaalanında iner inmez 'Türkiyeli
bir Kürt olduğunu, iltica etmek istediğini' dile getirir, gerisini
şöyle anlatmış Uzun: 'Polisler tarafından tıkıldığım odada, çok şeyi
geride bıraktığımı ve çok farklı bir ülkeye geldiğimi anladım. Yabancı
biri haline geldim. Dilimi, kimliğimi, geçmişimi, çevremi, beni ben
yapan özelliklerimi kaybettim. Yabancı sıfatıyla isimsiz, tarihsiz,
anlamsız, yardıma muhtaç birisi haline geldim.'
'Uzun Roman' da Mehmed Uzun'un bir günü nasıl geçtiği, yazıya kaç
saatini ayırdığı, arkadaşlarıyla ilişkileri, yaratım süreçleri, aile
ilişkileri, dost arkadaş ilişkileri, okuduğu yazarlar, dinlediği
müzisyenler, kitaplarının öyküsünü bulmak mümkün.
Ayrıca kitapta Mehmed Uzun'un eşi Zozan Uzun, Uzun'un amcası ve
kayınpederi Celal Uzun, Muhsin Kızılkaya, Firat Ceweri, İbrahim Güçlü,
Adem Avcıkıran, Keya İzol, Mahmut Uzun ve Mahmut İlhan'la Uzun üzerine
sıcak, insani yönleri ön plana çıkaran, anıları okuyucuyla buluşturan
röportajlar yapılmış. Bunlardan Zozan Uzun, 'Bana her zaman 'neynûkê te
nadim mala dinê' yani bir tırnağını dünyaya değiştirmem, birde 'dotmama
min' derdi' derken, amcası ve kayınpederi Celal Uzun ise Uzun'u şöyle
anlatır: 'Rahmetli dedesi onu çok severdi. Bir paltosu vardı, cepleri
büyüktü. Her gelişinde paltosunun cebinde şeker falan getiriyordu.
Mehmed onu görür görmez hemen koşardı yanına. İlk dedesinin ceplerine
bakardı. Çok zekiydi.'
Kitapta, A. Ömer Türkeş, Ahmet Güneştekin, Ahmet Öz, Ahmet Tulgar,
Ahmet Uzun, Abidin Parıltı, Berat Günçıkan, Evrim Alataş, Hacı Akman,
Hasan Cemal, Hrant Dink, İsmail Beşikçi, Keya İzol, Mehmet Zahir, Melih
Pekdemir, Taner Akçam, Mıgırdiç Margosyan, Muharrem Erbey, Muhsin
Kızılkaya, Müslüm Yücel, Necmiye Alpay, Öncel Öziçer, Reis Çelik,
Reyhan Çiçek, Salih Bolat, Sedat Yurttaş, Selim Temo, Semih, Gümüş,
Şeyhmus Diken, Thorvald Steen, Yaşar Karadoğan, Yaşar Kemal, Yaşar
Seyman, Yılmaz Erdoğan, Zeki Bulduk, Zülfü Livaneli de makaleleri yer
almış. Kitabın sonunda da Mehmed Uzun'un 2002 yılında DGM'de yaptığı
savunma metni, Uzun'un kitapların listesi ve fotoğraf albümün yer
alıyor.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz